Türkiye'de ki nükleer enerji olayına yaklaşımın Cem Yılmaz'ın zaman makinasındaki esprisine yakın bir bilinçte olabileceğini düşünerek Nükleere Hayır diyorum..
(makina soğuk abi ışınlayamıyorum..) !!
Türkiye'de yapılan en modern binalar bile zamanla hiç bakım görmediğinden günü geliyor duvarları çatlıyor, hatta yıkılıyor, makineler eskiyor, yeni yapılan hastanelere doktor atanmıyor,okullardan vazgeçiliyor,radyasyonlu çaylar ve çeşmeden akan sular yetkililer tarafından içiliyor, madenler ve altın çıkarmak için ormanlar kesiliyor, yenilikler sadece çıkar gözetmek için ülkeye getiriliyor, nükleere geçmeden en merak ettiğim konulardan biri hastanelerden çıkan ve yokedilmesi gereken maddeleri kimler kontrol edebiliyor,sadece İstanbulda bile bunun doğru kontrollerinin yapıldığına kim garanti verebilir, yeni kurumlar kuruldu,politika değişti,son istekleri gerçekleştirilmeyen yöneticiler yurtdışında iş bulup gittiğinde devletin kurumuna hangi yetkilinin akrabası müdür veya başkan olacak, bu nükleer santrallerde yapılabilecek bir hatanın bedeli oturup tv karşısında basın toplantısı düzenleyip bak hava alabiliyoruz halka bir şey olmayacak şeklinde birileri tarafından mı ekarte edilecek, hep böyle mi olacak,gerçek bir problemde ben sadece nükleer santral kurulsun dedim ama böyle yapacaklarını bilmiyordum demekle sorumluluğumuz bitecek mi..?
Bence herşey bir olaya başlandığında esasen başlar.Çünkü bunun geri dönüşü zordur.Bu sorumluluğu taşıyabilecekmiyiz..?
-Bu konunun uzmanı değilim sadece bu soruların cevabını merak ediyorum-
|