Alıntı:
“İbni Sina’dan beri kullanılan bitkiler ilaç tekellerine, Peygamber’in sünneti de global şirketlere yenik düşürüldü.” ifadesini kullanan Kaya, listenin büyük bir gizlilik içinde hazırlanmasını buna gerekçe olarak gösteriyor. Tüm Gıda Dış Ticaret Derneği Genel Sekreteri Melahat Özkan da tepkisini, “Sektör neye uğradığını şaşırdı. Bu liste sektörle birlikte hareket edilerek oluşturulmadı. Bizim için büyük bir sürpriz oldu. Anlaşmaları yapılmış, malı yola çıkan ithalatçı mağdur edildi.” diyerek ifade ediyor. Bakanlığın internet sitesinde 289 ürünün isminin geçtiğini; ama kendilerinin ele geçirdiği belgelere göre listedeki ürün sayısının 450’ye yükseltildiğini öne süren Özkan, bunların içine misvakın hangi amaçla konulduğuna anlam veremediğini belirtiyor. Özkan, listeye giren pek çok bitkinin Türkiye’de de yetiştirilebildiği bilgisini verirken, “Fakat bu hammadde düzeyinde kalıyor. Biz, gıda takviyesi yapılarak elde edilen ürünleri ithal ediyoruz. Ancak Türkiye de bu işi öğrendi ve yakında bu tür fabrikaların kurulmasında patlama yaşanacak. Belki bununla ilgili bir rahatsızlık da olabilir.” uyarısında bulunuyor.
Listenin her zaman değiştirilebileceğini ifade eden Tarım Bakanlığı Koruma ve Kontrol Genel Müdür Yardımcısı Nevzat Artık, “Misvaka ve diğer ürünlere yönelik özel bir gayretimiz yok. İnşallah düzeltilecek.” savunmasını yapıyor. Listeyi bakanlık bünyesinde kurulan bir komisyon hazırlıyor. “Komisyon tekrar toplandı, bir değerlendirme yapıyor.” diyen genel müdür yardımcısı, yasakların arkasında ilaç tekellerinin bulunduğu iddiasıyla ilgili olarak “Bu sadece bir duyum. Polemiklere girmek istemem. Komisyonda üniversite hocaları ve sivil toplum örgütü temsilcileri var. Onlara bir müdahale olduğu yönünde ortaya atılan iddiaların doğru olduğuna ihtimal vermiyorum.” cevabını veriyor.
|
Konuyla ilgili bilgilere ulaşmak için bakayım dedim.
Zaman Gazetesinde yer alan bazı ayrıntıların
www.referansgazetesi.com da olmaması ilginç... Ben mi atladım?