Aslında farkında değilmişim, ağaçlara geldikten sonra farkeder oldum, etrafda ne kadar çok ağaç varmış, sessiz heykel gibi öylece duruyormuşlar etrafımızda. Her gün yeni birini görüyorum, mümkün olduğunca hafta sonraları fotoğraflarını çekiyorum. Etraftakiler biraz tuhaf bakıyor, hatta geçenlerde aşağıdan yukarıya doğru ağaç dallarının fotoğrafını çekmeye çalışıyordum, bu sırada iki genç birbirleriyle konuşuyordu. Biri diğerine olayı çözmüş gibi "abi havanın resmini çekiyor, işi kalmamış ..." dedi. "Dalların, dalların.." dedim yanlarından geçerken. Ben oradan ayrılırken onlar gözlerini yukarılara çevirmiş görmeye çalışıyorlardı dalları.
