Kahvaltı genel olarak gözden çıkarılan bir öğündür.
Başka işlere zamanında yetişebilmek uğruna çoğu kez feda edilir.
Oysa
sosyal ve
psikolojik ve dahi
biyolojik olarak böylesine önemli, yerine geçebilen başka bir öğün yoktur. Masaya konan bir
çiçek bile hiç bir sofraya bu kadar yakışmaz. (
Mum ışığının akşam sofralarındaki yeri ayrı bir konudur…)
Sosyal olarak çok önemlidir. Aile bireyleri, az sonra herkesin kendi işine ya da kendi alemine dönmeden önce bir birlikteliği paylaşacaklardır. Birbirlerine çay koyarak, meyva suyu sıkarak, ekmek kızartarak, zeytini, peyniri uzatarak hizmet ederler… Sabah kahvaltısı sonrası içilen çayın, kahvenin tadı başkadır. Kadınlar birbirlerine sokulur bir güzel dedikodu yaparlar. Sofra el birliğiyle toplanmak üzere öylece durur…
Bu arada tek başına kahvaltı yapanları unutmamak gerekir. Bir komşum var böyle. Yazın her sabah balkonuna bir şölen havasında kurar kahvaltısını ve uzun camdan vazosuna uzun saplı bir gül koymadan başlamaz kahvaltısına… Pilli, küçük radyosunu da açar…
Psikolojik olarak çok önemlidir. Çünkü böyle birliktelikle, böyle ruhsal bir çoşkuyla güne başlamak bile tek başına günü kurtarmaya yetecektir…
Biyolojik olarak çok önemlidir, çünkü beden için bu kadar yararlı ve insanı zinde tutan başka bir öğün yoktur.
Evet efendim hayli uzun olan bu giriş muhabbetinden sonra
gelelim esasa:
Efendim omlet kahvaltı sofralarımıza nasıl girmiştir bilmiyorum. Ancak
Ege’den giriş yaptığı bir gerçek… Peynirin, otun, baharatın, yağın nefis bir işbirliği…
Anlatımı karmaşık olsa da yapımı çok basittir…
Size
dört kişilik bir omlet reçetesi tarifi veriyorum:
4 yumurta
½ çorba kaşığı un
1 “ “ su
Tereyağı
İç malzeme
Kaşar peyniri rendelenmiş
Beyaz peynir ya da çökelek ufalanmış,
Dereotu, maydanoz, kırmızı biber kıyılmış (Ot çeşnisi sizin keyfinize kalmış…)
Zeytinyağı
Tuz, Karabiber, pul biber…
Yapılışı:
Bir tava ocağın üzerine konur, tereyağını tavanın yüzeyine iyice sürülür…
Yağ bulaşmadık yer kalmasın…
Yumurta+su+un bir kapta bir çatalla güzelce çırpılır…
- Ocakta ısınmış olan (kızgın olmayan) tavanın içine dökülür… (FOTO 1)
- Tavanın ön yarısı ocağın üzerine ittirilir. Çünkü önce ön yarısının pişmesi işimize gelecek… Tavayı arasıra kendimize çekerek karşı yönün az biraz katılaşmasını sağlayalım. Bu iş zaten iki üç dakika sürecektir.
Yumurta çırptığımız kabın içine koyacağımız iç malzemeyi şöyle bir karıştırdıktan sonra ocak üstündeki tavanın az pişmiş tarafına yayıyoruz. (FOTO 2)
Tavanın bize yakın (iç malzemesiz) kısmının iyice pişmesini sağlıyoruz… Sonra tavanın iç malzemeli kısmını ateşin üzerine doğru ittiriyoruz… Bir iki dakika pişsin böyle… Sonra bir tahta spatülle omletimizin önce pişirdiğimiz tarafını kaldırıp iç malzemeli kısmın üzerine kapatıyoruz… (FOTO 3)
Şimdi bir zarf haline gelmiş olan omletimizi tavayı bir iki dakika daha oynatarak pişiriyoruz.
Tahta spatülle dörde bölüp sıcak sıcak servis yapıyoruz… (FOTO 4)
Dikkat: Pişirdiğiniz yemeği daha lezzetli olduğunu göstermenin yolu sofradakileri az biraz bekletmekten, sabırlarını zorlamaktan geçer...

Tok adama yemek beğendirmek zordur; ama aç birine ne pişirirseniz pişirin daha güzel gelecektir. Ama sizin bu tür politikalara ne gereksinmeniz var değil mi?
Fotoğraflara bakarsanız yapımının ne kadar kolay olduğunu göreceksiniz… (fotoğraflar flaşla çekildiği için parlaklığına bakarak çok yağlı olduğunu sanmayın)