Kedi ve sardunyalar
Gördün mü hiç suyun yanmasını tuzda
Gördüm ben bu yaşam boyu iniltiyi
Büyük bahçelerin küçük içinde
Saksılardan birinde
Gördüm de
Uyurken uyandırılmış gibi
Beni bir sardunya büyüttü belki.
……………….
çitlenbik ağacının altından geçtim
frenk üzümlerinden bir iki salkım kopardım
dişlerimle sıyırdım
sardunya renginde ve sardunya tadında idiler
biri fotoğrafımı çekiyorkenki gibi durdum
azıcık gülümsedim
ve dünya bana gülümsedi
(Edip Cansever-Ben Ruhi Bey Nasılım)
Hiçbir şeyin hiçbir şeyliği gibi bir şeydim. İşte ben
Hiç kimselerin tutmadığı oyunlara giderdim
Bir kedi ayaklarıma sürtünerekten geçerdi - ki benim yaşamımda
Her zaman bir kedi bulunur, onu ben
Bir imza gibi yazılarıma koyarım -
Ve duvarlar yumuşardı, sarkardı
Ellerimle ittiğim olurdu onları bu yüzden
Terlerdim
(Yine E.Cansever Pesüs)
Sardunya, çocukluğumuzun tanığı geçmiş günlerimizin çiçeğidir…
Çocukluk anılarının bir yerlerinde sardunya görüntüsü olmayanımız yok gibidir. Hepimiz sardunya tadında, sardunya renginde bir çocukluk yaşamadık mı? Hepimizi bir sardunya büyütmedi mi? Çocukluğumuzun sardunyaları anılarımızın derinliklerinde kalmış olan bir babaanne, bir anneanne, bir hala , teyze ya da bir komşu görüntüsü değil midir?… İşte bu yüzdendir ki sardunyalar aynı zamanda hüzün çiçekleridir.
Elbette kedi de çocukluğumuzun bir yerlerinde gezinir… Kedilerin çocukları pek sevmediğini, daha çok yaşlılara sokulduğunu fark ettiniz mi? Belki de bu yüzden ilerleyen yaşlarımızda hep ayaklarımıza sürünerek geçerler. Geçen kedi midir yoksa yaşlılığa daha doğru giden günlerimiz mi fark etmeyiz… Sardunyalarımı ve kedimi penceremin önünde bir arada gördüğümde işte bu duygular içinde olduğum için resimlerini çektim ve sizlerle paylaşmak istedim…
Oysa, sardunyanın botanik özelliklerini ve gereksinimlerini yazmak için konuyu açmıştım. Onu da daha sonra anlatırım artık. Üzerimdeki şu hüzün bir geçsin hele…
|