Naşit Bey, verdiğiniz detaylı bilgi için çok teşekkür ederim.
Ben de gözlemlerimi yazayım ama maalesef iris renklerine bakma şansım olmadı çünkü yetişkinler kayboldular.
Yetişkinler birden bire Nisan ayının ikinci haftası belirdiler. Tahminen 9- 10 adet varlardı. Gündüzleri sesleri çıkmadığı gibi, çok aradığım halde saklandıkları yerleri bulamadım. Güneşin batmasına yakın, malum suya dalma sesleri geliyordu ve ben bu seslerin hepsinin birbiriyle aynı olmasına hayran kaldım.
Herhalde karaya alışkın olduklarından, su altında fazla kalamıyorlar, hemen su seviyesine çıkıp havuz kenarına tutunuyorlardı. Bağırmaları koro halinde değil tek tek fakat sabaha kadar aralıksız sürüyor, sabah yine kayboluyorlardı.
Yanılmıyorsam Nisanın üçüncü haftasında yumurtalarını gördüm. İnci gibi dizilmiş olmaları, nilüfer dallarına gayet muntazaman sarılmaları ve birer uçlarının su dışına, havuz taşlarına sabitlenmesi, bir değil binlerce şapka çıkarılacak bir uygulama.
Yine yanılmıyorsam, yumurtaları gördüğümden itibaren iki gün sonra, sesleri ve kendileri yok oldular. O ara hava soğumuşdu ama şimdi ısındı ve yine yoklar.
İribaşlar çıktı, binlerce. Havuz kenarlarında toplanıyorlardı, şimdilerde nilüfer yapraklarının keyfini çıkarıyorlar. Görüldüğü kadarıyla onlar da suda sınırsız dolaşamıyorlar. Kenarlara veya yapraklara tutunmak zorundalar.
Okuduklarıma göre bir müddet sonra kuyrukları atacaklar. Havuzda koi balıkları var ama iribaşlarla ilgilenmiyorlar. Bir yerde derilerindeki kötü bir salgı/tad nedeniyle olduğu yazılmışdı.
Hakikaten bir tabiat olayını bukadar yakından ve güncel olarak izleyebilmek çok güzel. Nasıl büyüdüklerini ve ilerisini göreceğim. Herhalde yavrularda bir aşamada sulak bölgeyi terk edecekler.
Bu arada aklıma takılan bir şey daha; biliyoruz ki tabiatta bir denge var. Kuşların, balık türlerinin yumurtlama/yavrulama dönemlerinde diğer canlıların oralara toplanarak nüfus dengelemesi yaptığı ve bunun bir karşıtı olarak bu tip uygulamalara yoğun biçimde hedef olan türlerin de nesillerinin devamını garantiye almak için aşırı miktarda yavrulamaları.
Mesela mürekkep balıkları ile ilgili bir dökümanterde, bunların yılın belli günlerinde, okyanusların belirli yerlerine toplanarak yavruladıkları ve sayısını unuttuğum anormal derecede yüksek yeni katılımın, eğer yaşasalar, birkaç senede tüm okyanusların yüzeyini kaplayacak olduğu belirtilerek, aynı günlerde yüzlerce kilometre öteden özel olarak oraya toplanan çeşitli balık türlerinin büyük bir kıyım yaparak yaşama şansı olan yavruların sayısını çok çok kısıtlı tuttuğundan bahsediyordu.
Şimdi, benim havuzumda belki beşbin-onbin diyebileceğim sayıda iri baş var ve bu ortamda gayet emniyette gözüküyorlar. Bunların hepsinin ayaklanarak yaşama katılması ve havuzu terk ederek karaya yayılmaları bir “Serengethi” olayı mı olacak, yoksa yetişkinler gibi, bir anda görülmez mi olacaklar, bu kadar yavru biraz büyüyünce o havuza nasıl sığacaklar ki bahçeye bile sığamazlar veya hala bu noktadan sonra onların da sürpriz bir predatorları mı sahneye çıkacak? Bütün bunlar çok çok merak verici konular. Yaşarsak göreceğiz.
|