Alıntı:
Orijinal Mesaj Sahibi deretepeorg
Koordinatlar yeterli Oğuz Bey ,
Teşekkürler ,
Nete işyerinden bağlandığım için pazartesi günü yakından inceler ,izin verirseniz arazinin görüntülerini buraya aktarırım.
Kanlı canlı görüntüler eliniz de delil bile sayılabilir.
İyi Haftalar,
Murat ÖZ
|
Merhaba,
Arazimizin görüntülerini siteye aktarmak için benden izin almanıza gerek yok.
İstediğinizi yapabilirsiniz.
Görüntülerde yüzlerce dikili ağacı göreceksiniz. Benim savunduğum veya iddiam arazide ağaç bulunmadığı değil, arazinin orman olmadığı bu terimler esasında birbirine çok karışıyor galiba.
Son aylarımı orman hukuku ve yargıtay içtihatlarını araştırmakla geçirdim. Bulduğum veriler ve yazılı kanunlar farklı uygulamalar olduğunu gösteriyor.
Orman tanımı o kadar muğlak ki. Kendileri bile tanımlayamıyorlar. Ağaç=Orman mantığıyla bu işin çözülemeyeceğini 1937 den beri anlayamayan orman yöneticileri hala aynı yanlışı sürdürüyorlar. Halbuki ağaçlarını ve ormanlarını geliştirebilen başta Finlandiya,Kanada ve Norveç in bulunduğu diğer ülkelere bakmak yeterli olacak. Malesef görmek istemedikleri gerçek Katrilyonlarca liralık bütçeye ve yazın orman yangınlarında kullanılmak için alınan geçici orman işçileriyla birlikte 60,000 den fazla personele rağmen ormanlar azalıyor.
Birkaç yetkili zaman zaman ormanların çoğaldığını açıklasa da, bilim adamları da 14 yılda kendi haline bırakılan bir arazinin zaten orman olacağını söylüyorlar. Demek ki orman idaresini kapatsak ormanlar bundan kötü olmaz sonucunu düşünmek çok insafsızca olmaz. ( Bunu ayrıca tartışmak lazım)
Mesela az önce TEMA başlıklı bölüme yazdığım gibi mesela bir kanun çıkıp özel arazide meşe ve çam olabilir dese, kaç ağaç kesilmekten kurtulur biliyormusunuz? Milyonlarca
Ama biz ne yapıyoruz? Hala sonucunun ne olacağı belli olmayan sahte ağaçlandırma kampanyaları ile uğraşıyoruz. Bu arada tapulu arazisinin elinden alınacağından korktuğu için, Köylümüz, arazisinde kendiliğinden yetişen fidanları sökmek zorunda kalıyor. Bu gerçeği orman idaresi de çok iyi biliyor.
Bizim arazimizin tapusunun iptal sebebi içinde ağaç yetişmesine müsade etmemiz. Şimdi diğer arazimizdeki fidanların ve ağaçların geleceğini düşünüyorum. Kessem ağaca yazık kesmesem bana yazık. Siz olsanız ne yaparsınız. Hadi çözüm bulun bakalım.
Zamanında köylü vatandaşın uyarılarına uymadım. Halbuki herkesin yaptığını yapıp belki de ağaçları kesip sağa sola atmak en iyisi olurdu. Böylelikle tarlamızın tapusu iptal edilmezdi. Ama bu sefer de agölgesinde oturacak ağaç olmayan kuru tarlayı ne yapayım?
Ben razıyım ağaçları keseceğime tapumu iptal etsinler. Bu lafı laf olsun diye değil sahiden gönülden söyleyebiliyorum. İşte bu yürekliliğime dayanarak Türkiye çöl olmayacak diyebiliyorum.
Ama bazı düzenlemeler de yapmak lazım. İçinde ağaç olduğu için arazisi elinden alınan herkes benim verdiğim tepkiyi vermiyor. Zaten kaçak kesilen ağaçlar ve orman yangınları benim endişelerimi doğruluyor.
Önce Orman Kadastrosu yapılmayan yer kalmamalı. Sonra vatandaş ile ormanı barıştırmanın bir yolu bulunmalı. Ağacın ve ormanın ülke ve vatandaşı için olduğu unutulmamalı ve vatandaşı düşman gören kanunlar ile ormanın korunamayacağı göz ardı edilmemeli.
Temanın ağaç dikme kampanyalarına katılan birçok kişi esas sorunun bazı çelişkili kanunlardan, hukuk problemlerinden ve yetkisiz yetkililerden kaynaklandığını bilmiyor esas problemin hala ağaç kesen köylü olduğunu düşünenler var. Halbuki 200,000 ' e ulaşan orman davaları yüzünden neredeyse mahkemeler iş yapamaz durumda. Bu köylülerin hepsimi ağaç ve orman düşmanı hepsi mi hayırsız vatandaş? Tabi ki değil onları kanunlar bu hale getirmiş bir çıkmaza sürüklenmişler.
Isınmak ihtiyacı karşısında, Yere düşen kuru dalı bile alıp yakmalarına izin verilmeyen köylüler jandarma zoruyla orman yangını söndürmeye zorlanırsa, o insanlar ağacı sevebilirler mi ? Nasıl ağaç diksinler. Dedelerinden kalma, İçinde ağaç olan arazilere tapu iptali davaları açılmış.
Bu konuda Diyarbakır Polisinin, kendilerine karşı kullanılmaya çalışılan çocukları kazanmakta izlediği tutumu destekliyorum ve benzer politikaları orman idaresinin göstermesi durumunda ortada problem kalmayacağını iddia ediyorum.
Yetkililer derhal karar almalı. 2B yasası makul bir zaman ve şekilde adil olarak düzenlenmeli yoksa geriye orman kalmayacak. Bütün ormanlar işgal edilmeden Hiçdeğilse bir çizgi çekip elimizdekilerle bir milat yaratıp yeniden başlayalım.
Körükörüne çıkacak yasayı engellemek orman arazilerini işgal edenlerin ekmeğine yağ sürüyor. Bence bazı iyi niyetli kişiler 2B yasasına karşı çıkarak onlara yardımcı olduklarının farkında değil.( Bu da tartışılması gereken bir konu haline geldi)
Saygılar