![]() |
Arkadaşlar sizlerden tohum talep etmiştim talebime karşılık sizlerde bana tohum göndermişsiniz sizlere teşekkür ederim.
ben tohumlarıma ulaşamadım çünkü yurtiçi kargonun servis aracı soyulmuş ve ben tohumlarımı alamadım. tekrar benim tohum alma şansım varsa ikinci kez sizlerden tohum rica ediyorum.YARDIM EDİN LÜTFEN! |
Öncelikle geçmiş olsun.
Bu etkinlikten artan bazı tohumlarımdan ve tarafıma iade edileceği sözü verilen 2012 Etkinliğinden artan tohumlarımdan, verilen söz tutulup iade edilirse, size gönderebilirim. |
Lojistik merkezi durumu kargo şirketinden soruşturacak. Tohumlar gerçekten çalınmış ve bulamıyorlar ise, benden talep etmiş olduklarınızı tekrar hazırlayıp gönderebilirim, ancak herhangi bir yerleşim merkezinden epey uzakta olduğum için çok acele etmemelisiniz.
|
geçmiş olsun büyük talihsizlik :(
|
Geçmiş olsun..Olağan durumlar.:(
|
Büyük geçmiş olsun. Birçok kişi (ben de dahil) bazı sorunlar yaşadık ama sizinkisi en kötüsü sanırım.
|
Sağlık olsun . :(
|
Geçmiş olsun
|
Benden talep etmiş olduğunuz var ise ben de gönderebilirim.
|
Geçmiş olsun.. Hiçbir sorun yaşamadan kargomu aldım. insanların başına neler geldi neler.. şanslıymışım meğer.
|
Ben de tekrar gönderebilirim.
|
Üzücü ve üzücü olduğu kadar da sinir bozucu bir durum yaşamışsınız, sağlık olsun, elbette bende benden talep etmiş olduğunuz siyah inci ve twilight süs biberi tohumlarından kendim için ayırdığım miktarın bir kısmını seve seve gönderirim. Geçmiş olsun...
|
Geçmiş olsun. Evet bir çoğumuz yurtiçi kargonun sayesinde sorun yaşadı ama sizinki gerçekten en üzücü ve kötüsü olmuş.
|
Değerli üyeler,
Evvelce yayınlanan tohum talepleri ve paylaşılan tohumlara ait tablolara, Fiilen Dağıtılan Tohumlar ve Fiilen Karşılanan Talepler tabloları eklenmiştir. Tablolara bu link ile erişilebilir. Kargo problemleri sebebiyle yerine ulaşmayarak geri dönen dört kargo, ilgili üyeler ile haberleşilerek kendilerine tekrar gönderilmiştir. Kargoda çalındığı bildirilen tek bir zarf, sadece benden (Meyvelitepe) yapılmış talepleri içermekteydi. Söz konusu talepleri karşılayacak kadar tohum elimde mevcut olup, bir kaç gün içinde yeniden hazırlayarak doğrudan kendisine göndereceğim. 7-8 kadar üyemize gönderilen tohum zarflarının teslim edilecek şubede teslim edilmeyip bekletildiği, alıcıya haber verilmediği (ki geri dönenlerden üçü bu durumdadır), 2 üyemizin zarflarının ise kargo şirketinin kayıtlarında aynı isimdeki başka kişilerin adreslerine gönderildiği bu sebeple problemler ve gecikmeler yaşandığı tesbit edilmiştir. Bu problemleri tekrarını önlemek maksadıyla kargo şirketinin genel müdürlüğüne bir yazı ile bildireceğiz. Böylelikle talebe göre tohum toplama esasına dayalı yürütülen etkinlikte hedeflenen başarıya tam olarak ulaşılmış, geride hiç tohum kalmadan 4456 tohum paketi toprakla buluşmak üzerine sahiplerine ulaştırılmış olacaktır. Süreçte, fedakarca tohum paylaşan ve bunlardan talepte bulunan değerli üyelerimize bir daha teşekkür ederim. Etkinliğin prensiplerinin belirlenmesi, planlaması Nisan-Mayıs aylarında tüm agaclar.net moderasyon grubunca ortaklaşa yapılmıştır. Son derece farklı, tohumların tamamının dağıtılmasını, kısıtlamaların değil özgürlüklerin hakim olduğu, her türlü hesabın hiç tereddütsüz verilebileceği, kuşkusuz şeffaf, kişisel tasarruflardan uzak bir etkinlik tasarlanmak istendi, ve sanırım başarıldı. Etkinlik prensiplerinde anlatılan rollerden Kayıt Merkezi rolünü ben üstlendim. Etkinliğe ait her türlü kayıt elimizde mevcuttur ve kişisel bilgiler dışında saklanacaktır. Lojistik Merkezi rolünü sn.Ciroz oynamıştır. Zor bir görevin altından fedakarca ve samimiyetle kalkmış olduğundan dolayı kendisini kutlar ve teşekkür ederim. Dağıtılmış olan tohumların herkese hayırlı olmasını, güle güle, keyifle büyütmelerini diliyorum. Saygılarımla |
Ben de ilginiz ve titiz çalışmalarınızdan dolayı teşekkür ederim.
|
Böyle bir ekibin parçası olmaktan son derece mutlu olduğumu bir kez daha söylemek isterim.
Bana düşen rolde, moderasyon grubunun ve Sn MeyveliTepe' nin verdiği destek ve güvene, itina ile tohum tanıtım sayfalarını ve poşetlerini hazırlayan paylaşımcılara, tohumlarını aldığında "çocuklar gibi" sevinen, yetiştirip tekrar paylaşıma sokarak gelecek kuşaklara kazandıracak katılımcılara da kendi adıma ayrıca teşekkür ederim. Takasa katılan katılmayan tüm agaclar.net ailesine bol ürünlü ve sağlıklı sezonlar diliyorum. |
2 Eklenti(ler)
O halde toprakla tohumun ilk buluşma resmi benden gelsin.
Eklenti 461196 Eklenti 461197 Sayın MeyveliTepe'nin göndermiş olduğu Sarımsak Otu ve Frenk Soğanı tohumları toprakla buluşup, mutfağımızdaki yerini aldı. Koparıp koparıp yiyeceğiz yanındaki roka ve tere otunu yediğimiz gibi. :) |
Alıntı:
|
Sayın esgül73 cevap burada.
|
Alıntı:
|
Alıntı:
Bu islem her tùr pirasaya uygulanabilir. |
Alıntı:
|
Bu konu çok önemli olduğundan siz değerli doğaseverlerin yardımına ihtiyacım oldu:
Merhaba! "Siirt Valiliği: 'Leopar yakalayana araba' kampanyası geri çekilsin ve Leoparları korumak için gerçekçi adımlar atılsın!" kampanyasını başlattım ve harekete geçirmek için senin yardımına ihtiyacım var. Hemen şimdi 30 saniyeni ayırarak bunu imzalar mısın? İşte linki: http://www.change.org/tr/kampanyalar...dımlar-atılsın Şimdiden teşekkür ederim... |
Alıntı:
böyle hayvanlık olur mu dicem ama hayvanlara ayıp etmiş olurum |
1 Eklenti(ler)
Tohum takas ile ilgili olduğu için yazacaklarımı bu başlığa daha uygun buldum. Belki yetkililer yazacaklarım için ayrı başlık açarlar.
İlk ben olayım diyordum ama Oz26 kardeşim benden önce davranmış:) Sevgili kardeşlerim Loveforlife ve Kiraz ın tohum paylaşım etkinliğinden gönderdikleri sedef çiçeği ve Red Robin domates tohumlarını daha fazla sabredemiyerek çimlendirme işlemine başladım. Hemşehrim Kasap94 ün hediyesi sphagnum yosunu içine aldığım tohumların yarısını ektim. Ayrıca bir çiçekçiden aldığım ve bahçemin çeşitli yerlerine dikeceğim lavantaların tohumlarını da bu postada çimlendireceğm. Çimlendirme için erken olabilir ancak her üç bitkiyi de kapalı sıcak ortamda fide olana kadar tutacağım. Hatta daha fazla. |
Alıntı:
bu şekilde poşetle ağzını kapatırsak hava almasını engellmeiş olmaz mıyız? |
Alıntı:
tohum çimlenene kadar, çimlendirme ortamındaki nemi korumak için uygulanan bir yöntemdir. Size ve yeni başlayacak diğer arkadaşlara, oldukça detaylı anlatılmış http://www.agaclar.net/forum/fidan-v...-asi/30988.htm ve http://www.agaclar.net/forum/fidan-v...-asi/23363.htm konularını tavsiye ederim. |
Tüm ağaçlar.net üyelerinin yeni yılını en içten dileklerimle kutlar, yeni yılın sağlık, mutluluk ve huzur içinde geçmesini temenni ederim . MUTLU YILLAR...
|
Alıntı:
|
Burada bir çelişki yok mu?
... Bırakın işlenmiş ürünleri, bir meyveyi, sebzeyi bile çocuklarımıza yedirirken saflığından, doğallığından endişe ediyoruz. Bizim neslimiz bu konuda daha şanslıydı, bizler doğal ürünlerle büyüdük. Maalesef artık birçok ürünün tohumlarını bile bulamıyoruz. Oysa yöresel tohumlarımız ve ürünlerimiz ülkemizin kimliğidir, mirasıdır. Onları özenle korumamız gerektiğine inanıyorum. Gelecek kuşaklar bu tatları hiç tadamayacaklar diye üzülüyorum.... Sn. Hayrünnisa GÜL bu şekilde söylüyor. Buğday Derneği'nin de 2006 yılında yayımlanmış aşağıdaki gibi bir metni var. ...Ülkede satılığa çıkartılacak yeni alanlar keşfetmekte gecikmeyen AKP hükümeti şimdi de tohumlarımıza göz dikti. Irak'ta savaş sonrasında çıkartılan 81 numaralı kararname gibi çiftçiler tohumluk alamayacak, tüketiciler sefalet koşullarına mahkum edilecek. Bu kanunla, bugüne kadar TAGEM (Tarımsal Araştırmalar Genel Müdürlüğü)'e bağlı enstitüler aracılığıyla yürütülen tarımsal ar-ge sonucunda, TİGEM'e ait çiftliklerde tohumların üretilip üreticilere dağıtıldığı tarımsal sistem tamamen yok ediliyor. Özetle ülkemizin tarım sektöründeki tohum üretimi ve satışını özelleştiriyorlar.... Yazının tamamını buradan okuyabilirsiniz. Yöresel tohumlarımızı ve ürünlerimizi özenle mi korumalıyız yoksa özelleştirerek mi koruyabiliriz? |
Bu sabah T24'te okumuştım; bu açıklamalar hiç samimi gelmiyor bana:
Abdullah Gül'ün Kıbrıs'a taşıdığı bir kasa domates! Bu ülke kimlerin devr-i iktidarlarında geldi bu noktaya diye sorarlar insana.. |
Ben bunu biraz faklı görüyorum. Sn.Hayrünnüsa Gül, ülkenin tarım politikalarını temsil etmiyor, bu politikaların ne yapıcısı ne de icracısı. Aynı ABD başkanı Obama'nın eşi Michael Obama gibi.
|
Sn. Meyvelitepe,
Tabi ki, Sn. Hayrunisa Gül Türkiye'nin tarım politikalarını temsil etmiyor ama eşi olan Cumhurbaşkanı Meclis'ten geçirilen Tohumculuk Yasası'nı onaylamıyor mu ? Niye VETO etmiyor..Eşinin serzenişlerine kulak verip, danışmanlarına konuyu inceleterek toplum sağlığı ve beslenmesinin önemi açısından Anayasa Mahkmesi'nde iptal davası niye açmıyor ? Tarabya'daki seralarından organik domates toplarken karı koca bunları hiç mi aralarında konuşmuyor.. Çelişkili durum bu.. |
Hem evet, hem hayır :)
Michael Obama da, eşi Monsanto'yu koruma kanunu imzalarken beyaz sarayın bahçesinde sebze adaları kurup geleneksel tohumlarla organik sebze yetiştiriyordu. Türkiye Cumhurbaşkanının eşi de imkan bulduğu yerlerde geleneksel tohumlardan organik ürünler yetiştiriyor. Bugüne kadar muhtelif başlıklarda defalarca kere yazdığım bir şey var. Bırakın ABD başkanını, Türkiye Cumhurbaşkanını, yiyeceğe benzer ticari ürünler üretenler, GDO şirketlerinin patron ve yöneticileri, en berbat tarım politikalarının yapıcıları kendi mutfaklarına sadece organik ürünleri sokuyorlar. Organik tarımı tamamen öldürmeyip ama yaygınlaşmasını da önleyerek marjinal ölçekte tutmanın sebebinin de bu olduğunu düşünürüm. Başkan ve Cumhurbaşkanı eşlerinin kendi mutfakları için gösterdiği çabayı da anlıyorum. Gidip kendilerine sorsanız, büyük ihtimal toplumun tümünün sağlıklı besinlerle beslenmesini arzu ettiklerini söyleyeceklerine de kuşkum yok. Tohumculuk yasasını Sn.Cumhurbaşkanı eşinin veto etme yetkisi olsaydı gönlünün veto etmekten yana olduğunu da düşünürüm. Ne ki veto etme yetkisi kendisinde değil, ve yetki kendisinde olanın önüne aynı zamanda ilgili DTÖ anlaşmaları vb. şeyler de konmuştur. Linkini verdiğim haber önemlidir. Alıntıladığım ifade bizlerin zaman zaman anlatmaya çalıştığı şeylerin hemen hemen aynı. Demek ki statü ne olursa olsun, işin gerçeği değişmiyor ve (bireysel) aklın yolu da bir. Toplumda bilinirliği olan birinin, konumunun tersine, bizlerle aynı şeyi söylüyor olması başka milyonlarca mutfak sahibi için çok önemli bir mesajdır. Verilen mesaj, "kim ne derse desin, geleneksel tohumlarla organik prensiplere göre yetiştirilmiş yiyecek en sağlıklısı ve en değerlisidir" şeklinde. Bunun üzerine bilmem ne gazetesinin, bilmem kim köşe yazarları istedikleri kadar GDO propogandası yapsın. Hepsinin kişisel çıkarlar sebebiyle yapıldığının içten teyididir. Bir bakıma insanlara neyi istemeleri gerektiğini öğütler mahiyettedir, çünkü çatallarımızın ucunda dönüyor dünya. |
Bu konular bir zihniyet, dünyaya ve olaylara bakış, dik durma meselesidir..
Geçmişin en ünlü dertlerinden biri olan Cargill konusunda sayın Ahmet Necdet SEZER, '' ulusal çıkarlara ve kamu yararına aykırı olduğunun yargı kararlarıyla hükme bağlandığına '' dikkat çekerek ''..yabancıya ayrıcalık tanınamaz, yasanın, özellikle bir yabancı şirketin ya da varsa belirli şirketlerin tarım arazilerinde kurulu sanayi tesislerinin sorununu çözmek amacı taşıyan 6. maddesindeki düzenleme, yasaların genel, soyut ve nesnel olmasını gerektiren evrensel hukuk kurallarıyla ve Anayasa’nın hukuk devleti ilkesiyle bağdaşmamaktadır“ gerekçesiyle Cargill'e af getiren yasayı VETO etmişti.. Ama bir sonraki Cumhurbaşkanı Abdullah Gül yeniden gündeme getirilen bu yasayı jet hızıyla onaylamıştı. |
Alıntı:
Bu konuda maalesef sizinle aynı görüşte değilim.. Batılı lider eşleri ile bizimkileri kıyaslamak, aynı potaya koymak mümkün değil bana göre.. Batının aile ilişkileri, aile içi demokrasi bizimkinden çok çok farklı..Oraların lider eşleri çok daha özgün insanlar.. Siz, Abdullah Gül'ün veya T.Erdoğanın TV'ye çıkıp '' Suriye'ye tezkere konusunda eşimi, aile fertlerimi ikna edemiyorum'' diye konuşabileceğini tahayyül edebiliyor musunuz? Obama, Michelle Obama'yı Suriye'ye Operasyona İkna Edemedi Firt Lady bayan Obama'ya özendi Hayrünnisa Gül meğer Michelle Obama'nın organik bahçesine özenip başlamış bu işe 2009'larda..Bu konu sayesinde öğrenmiş olduk bunu da.. |
Sn.Pria, bu konuyu ele alma biçiminizi tuhaf karşıladığımı belirtmeliyim.
Haberde söylenen şey Cumhurbaşkanlığı mutfağında yerel tohumlardan organik prensiplerle yetiştirilmiş sebze meyvenin tercih edildiği, dahası köşkün bahçesinde dahi bu ürünlerden yetiştirildiğine dair bir bilgi. Buna ilaveten Sn.Hayrinnüsa Gül'ün; "Çocukluğumuzun sebze ve meyvesini özleyeceğimiz, mis gibi kokan bir domatese hasret kalacağımız aklınıza gelir miydi? Yediğimiz her şeyden korkar hale geldik. Bırakın işlenmiş ürünleri, bir meyveyi, sebzeyi bile çocuklarımıza yedirirken saflığından, doğallığından endişe ediyoruz. Bizim neslimiz bu konuda daha şanslıydı, bizler doğal ürünlerle büyüdük. Maalesef artık birçok ürünün tohumlarını bile bulamıyoruz. Oysa yöresel tohumlarımız ve ürünlerimiz ülkemizin kimliğidir, mirasıdır. Onları özenle korumamız gerektiğine inanıyorum. Gelecek kuşaklar bu tatları hiç tadamayacaklar diye üzülüyorum." ifadesiyle yerel tohumların doğal yöntemlerle yetiştirilmesine, yerel tohumların kaybedilmemesi gerektiğine dair vurgu. Buna mı katılmıyorsunuz? Yoksa Cumhurbaşkanı eşinin bu sözleri söylemiş olabileceğine mi katılmıyorsunuz? Alıntıladığım haber ne ülkenin tarım politikalarından, ne tohumculuk kanunundan, ne gitgide tarım ülkesi olmaktan çıkıp kendi karnını doyuramayan bir ülke oluşumuzdan, ne de köylerin ve köylülüğün yok edilme sürecinden dem vuruyor. Cumhurbaşkanlığı, son yıllarda tasvip etmediğimiz karar ve uygulamaların ortaya çıkma sürecinde bir onay merciidir diye Sn.Cumhurbaşkanı eşinin söylediği ülkenin tarım stratejisine tamamen ters ama bize göre doğru bir şeyi karalayacak mıyız? Öyle yaparsak bir bakıma at gözlüğü takmış olmaz mıyız? Söylenen şey; "Ne güzel artık her türlü zararlıyı hemen bertaraf eden pestisitler ve çok lezzetli hibrit tohumlar var. Sayesinde mutfağımız lezzetlendi, inşallah yakında GDO'lara kavuşup ilimin verdiği nimetlerden de faydalanırız." gibi bir şey olsaydı hoşunuza mı gidecekti? Belki sizce çok tutarlı olacaktı. Tırnak içinde uydurduğum ifadeyi nice tıp doktorlarımız(!), nice profosörlerimiz, kelli felli köşe yazarları gerine gerine yazıyorlar zaten. Hatta bazıları, "organik" tohumların lezzetsizliğinden dem vuruyor, neredeyse yemeden önce sebzelerin üzerine 3-5 damla round-up damlatmayı önerecek. Her gün geleneksel tohumların öneminden, kaybedilmemesi gerektiğinden, herkesin organik prensiplerle yetişmiş yiyeceklere erişebilmesi gerektiğinden, herkesin imkanları çerçevesinde az ya da çok yiyeceğini üretebilmeyi öğrenmesi gerektiğinden, kimi tarlasında, kimi bahçesinde, hiç biri yoksa saksıda roka maydanoz yetiştirmesi gerektiğinden söz ederken, Cumhurbaşkanı eşinin kendi mutfağı için bunları yapmakta olduğunun bir haber olarak çıkması bizleri ne diye rahatsız etsin. Kendi adıma tam tersi. Olsa olsa tarımın yozlaştırılması için çaba sarfedenler rahatsız olurlar bundan. Maksat, politikaları eleştirmek ise bunları hem ilgili başlıklarda hem de bilfiil hayat tarzımız ile yapıyoruz zaten, öyle değil mi? |
Sayın Meyvelitepe,
Aslında, bu konularda öylesine söylenecek, eleştirilecek şeyler var ki.. Hayrünnisa Hanımefendi'nin görüş ve ifadeleri, geç kalmış bir temenni ve özlemden öteye geçmeyen, ülkenin ağır, yorgun ve yoğun gündemine dair haberleri içinde kaybolup gidecek bir haberdir. Ama, Sn Hanımefendi'nin bir yöresel tohum takas etkinliği içinde faal bir rol aldığını görürsem veya aynen Micheelle Obama'nın yaptığı gibi eldivenleri takarak gençlerle, çocuklarla Çankaya veya Tarabya Köşkleri içinde yerli, orijinal tohumları yaşatmak gibi fiili bir uğraş içinde görürsem, o zaman bu iyiniyetli söylemlerinin toplum nezdinde kalıcı ve teşvik edici etkileri olabileceğine inanırım. Siyasi üslûp kullanmadan bu konudaki görüşlerimi tam olarak ifade edebilmem mümkün değil, buna da forum prensipleri müsaade etmediği için artık mesajlarıma devam edemiyeceğim. |
3 Eklenti(ler)
Alıntı:
Buradan devam ediyorum. İlk fotoğraf: Red Robin ve Sedef çiçeği ummadığım kadar çabuk(12 günde) çimlendiler. 2. ve 3. ler: Bu günkü durumları. |
Sayın OSMAN45, sanırım ışık yetersiz geliyor. Boyları çok uzamış. Biraz ışık takviyesi yaparsanız iyi olur gibi. Kotiledon yapraklarının iki-üç mm altına kadar torf doldurun isterseniz. Böylece cılız gövde üstteki yaprakları taşımakta zorlanmaz.
|
| Forum saati Türkiye saatine göredir.
GMT +2. Şu an saat: 09:36. (Türkiye için GMT +2 seçilmelidir.) |
Forum vBulletin Version 3.8.5 Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.
Search Engine Optimization by vBSEO 3.6.0
agaclar.net © 2004 - 2025