Sn. Oğuz Karsan
Size bir haksızlık yapmış olmama adına, başından bu yana tüm yazıları tekrar tekrar taradım ve cansiperane bir mücadele verdiğinizi gördüm. Önce mücadeleniz Kaz dağlarındaki katliamı durdurmak üzerine kuruluyken, birdenbire karar değiştirdiğinizi gördüm. Buna dayanak olarak da yazdığınız hep aynı şey; bilgisayar başındaki bilgilere rağbet etmeyin, gidin yerinde görün.
Bilgiyi, bilgisayar başında edinmenin kötülüğünü anlayamadığım gibi zaten bu konuda sevgili Yücel Özlem'in düşüncelerine katılıyorum. Dünyanın tüm bilgileri ne iyi ki teknoloji sayesinde elimizin altında. Bu yaşta hala bir şeyler öğrenme fırsatı tanıdığı için ben kendi adıma bu teknolojiden çok memnunum. Diğer arkadaşların da bilgisayardan indirip bize sundukları bilgiler; meslek kuruluşları, ciddi sivil toplum kuruluşlarının yaptıkları araştırma ve sonuçları ile ciddi haber değeri olan kaynaklar. Dizi film senaryolarını görüş olarak sunmuyorlar en azından. Siz de kendi görüşlerinizi aynı şekilde bir yerlerden indirme olanağına sahipsiniz, ama gerçekleri gösteren bilgi, belge şeklinde lütfen: ben yalnızca buna işaret etmiştim. Sevgili Yücel Özlem bu konuda, benim de fikirlerimin örtüştüğü şeyler yazdığı için fazla yer işgal etmeyeceğim. Peki ama cümlenizin ikinci yarısında bize anlatmak istediğiniz "oturduğun yerden ahkam kesme, git yerinde gör" ün yanıtı konusunda nasıl emin olabiliyorsunuz? Belki bu yazıları yazan kişilerin arasında o yörede yakınları veya evleri olanlar da vardır, belki o kişiler yerinde görmüşlerdir yanlışları. Sizin gördüklerinizle neden yetinsinler ki? Onlar da gördükleri vehameti anlatmak için cansiperane bir mücadele veriyor olabilirler.
Sn. Karsan burası bir forum. Elbette fikirlerimizi düzeyli bir şekilde çarpıştıracağız. Hepimiz aynı görüşte olsak zaten tartışmanın anlamı kalmazdı. Yalnız kötü olan şu ki, söylenecek söz tükendiğinde iş biraz laf kalabalığına dönüşmeye başlıyor. Konunun da ciddiyetinden uzaklaşılıyor.
Durum vahim, çok vahim, hiç öyle laf karmaşası ile örtülecek gibi değil.
|