View Single Post
Eski 24-12-2007, 22:56   #8
hassoman
Ağaç Dostu
 
Giriş Tarihi: 19-04-2007
Şehir: Ankara
Mesajlar: 1,457
Kazdağlarımın altın uğruna altının oyulmasını sulandırma gayretleri boşa çıkacaktır

Sayın Karsan demiş ki:
Ben de sizin profilinize baktım. Mesleği bölümüne emekli yazdığıniza göre, belki bilinmesini istememişsiniz. Zaten beni ilgilendirmez."

Ben de diyorum ki:
Emekli bir adamın mesleğiyle ilgili bilinmemesi gereken nesi olabilir. Emekliyim işte. Ayrıntı istiyorsanız işte size ayrıntı. Devlete 28 küsür yıl hizmet ettikten sonra benden bu kadar deyip arkasına bile bakmadan çekip giden biriyim işte!.. Bu durumun nesinin bilinmesi istenmesin onu anlayamadım... Hoş görüle

Sayın Karsan demiş ki:
Ne olduğu tam anlaşılmadan, medya'nın da etkisı ile, Hemen tepki verilip yola çıkılan her toplumsal olayda durup düşünmeli ve süphelenmeliyiz.

Ben de diyorum ki:
Altın uğruna Kazdağlarımın altının oyulmasına karşı olarak basın-yayından önce o yöre insanları, yöre belediyeleri, sivil toplum örgütleri, bilimadamları ayağa kalktı. Basın-yayından ancak CnnTurk- NTV gibi haber kanalları konuyu yeteri kadar olmasa da ciddi biçimde ele aldı. Zaten bu kanalların da izlenme oranları sıfıra yakın. Yazılı basında ise bir-iki köşe yazarı olayın üzerinde duruyor. Geri kalan çoğunluğun umurunda bile değil. Ha bu arada ünlü altın şirketimiz Bergama'da şarkılı, türkülü yerel radyo yayını yapmakta iyi mi? Ve şarkı türkü aralarında da üzerlerine atılan yalan ve iftiralara karşı halkı bilinçlendirmekteler...

Sayın Karsan demiş ki:
Ayrıca toplumsal olaylar her zaman doğru neticeleri göstermeye yetmeyebilir. demokrasi yürüyüşlerinde sadece Çağlayandaki sayımızı da basın yaklaşık bir milyon dan fazla veriyordu ama seçimi kimin, hangi farkla kazandığı malum.

Ben de diyorum ki:
Haydaaa!.. Daha önce kimse sesini çıkarmıyor diyordu, şimdi de ne diyor sayın öğretmenimiz? (Neyse -Hepimiz Ermeniyiz- olayını pas geçmiş bu defa. Bu da bir aşamadır sonuçta...) Yani diyor ki sevgili öğretmenimiz demokrasi denilen şeyde azınlığın ve zayıf olanların dediği olmaz, çoğunluğun olur! Azınlıkta kalan ve güçsüz olan, çoğunluğun ve güçlünün tahakkümüne boyun eğmek zorundadır. Ya sesini kesecek ya da çekip gidecek!.. Çünkü çoğunlukta olup gücü elinde bulunduranlar daima haklıdır. Bu nedenle ne yaparlarsa yeridir... Bazıları bu çarpık durumun adına demokrasi diyebilir ama benden böyle bir anlayışa saygı duymamı kimse beklemesin.. Ancak, toplum bilimin babası olan İbn-i Haldun şöyle der: Tarih, toplumsal olayları meydana geldiği sırada değil, çok sonra değerlendirmesini yapar ve adını koyar... Yani diyeceğim bu seçim sonucunun hayır mı şer mi olduğunu tarih daha sonra belirleyecektir. Eh tarih sayfalarını karıştırdığımızda İbn-i Haldun'un pek de haksız olmadığı anlaşılıyor. işte sözün burasında ne ilgisi varsa Nazım Hikmet'in dizeleri aklıma geldi:

Çok alâmetler belirdi, vakit tamamdır.
Duyuldu kim ölüm satılıp kâr edile,
Kendi kendilerin redd ü inkâr edile
ve duyuldu kabuguna tık ettigi civcivin.
Duyuldu uykusundan uyandıgı zıncirinden
başka kaybedecek şeyi olmayan devin.


Sayın Karsan demiş ki:

Herkese önerim araştırın, görün öyle karar verin.

Ben de diyorum ki:
Tek araştırması şantiyede kendisine ikram edilen sade kahve (yoksa orta şekerli miydi?) içerken şirketin maaşlı elemanının sözlerini dinlemek olan ve elinde tutuşturulan şirket teksini buraya kopyalayıp yapıştırmakla kalan (o da okunaklı değildi) birinin böyle bir öneriyle karşımıza çıkması çok hoş doğrusu.
Çünkü daha önce yazılanların hiç birini okumadığı bir kez daha anlaşılıyor. Hadi beni bırakın, sayın malina'nın, Yücel Özlem'in, eskimo'nun yazılarıda mı araştırmalara ve araştırma sonuçlarına dayanmıyor? Bu nasıl mantıktır?.. Hayret ki hayret!..

Sayın Karsan demiş ki:

Bu ülkeye sevdiğini ve doğrusunu yaptığını zannederken ne çok zarar verenler oldu.

Ben de diyorum ki:
İşte tek doğru sözü bu sayın öğretmenimizin.
Altın uğruna Kazdağlarımın altını oyanların işlerini karasevdaya varan ülke aşkıyla yaptıklarından kuşkum yok. Ne yani, Ferhat değil miydi aşkı için dağları delen?
Öğretmenimiz "Daha önce kimse sesini çıkarmıyordu ama..." derken de haklı çıktı işte?
Ferhat Şirin'in aşkı için dağları delerken bu kadar sivil toplum örgütü, bu kadar bilimadamı nerelerdeydiler, uyuyorlar mıydı? Dün Ferhat dağları aşkla delerken gıkını çıkarmayan bu köylü şimdi kalkmış, aynı kara sevdayla dağları delen altın şirketlerine karşı çıkıyor iyi mi?... Var bunda bir bit yeniği?.. Bu işte uluslararası servislerin parmağı var diyenlere hak vermeyip de ne yapacaksınız şimdi?

SONUÇ
Sayın Karsan siz benim ve diğer arkadaşların yazılarındaki soruların hiç birine yanıt vermediğiniz için yazdıklarınız ne yazık afaki olmaktan daha çok fena halde kuşkulu duruyor.
Son defa söylüyorum, daha önce sorduğumuz sorularımızı yanıtlamanızı, tereddütlerimizi gidermenizi rica ediyorum. Aynı benim yöntemimle cevap vermenizi rica ediyorum. Yok, yine aynı şeyleri yazıp duracaksanız vaz geçin e mi?

Ha bir de son soru:
- Siz kaç yılında hangi öğretmen okulundan mezun oldunuz? Gerçekten merak ettim...

Kazdağlarımın altın uğruna altının oyulmasını sulandırma gayretleri boşa çıkacaktır.


Düzenleyen hassoman : 25-12-2007 saat 13:01
hassoman Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön