Merhaba,
Sayın memet,
Cumhuriyetimiz neredeyse kurulduğu günden beri tehlike altında. Varolma savaşı verirken ikinci planda önem arzeden işlere pek sıra gelmemiş.
Ayrıca ne yazık ki belimizi de bir türlü doğrultamamışız. Ne zaman biraz toparlanıyor gibi olduysak o zaman ya siyasi krizler çıkmış ya da kendimizi onlarca yıl süren ekonomik sıkıntıların içinde bulmuşuz.
Dolayısıyla ülkemizin toprak üstü ve toprak altı zenginliklerinin dökümünü yaparak elimizdekileri nasıl koruyacağımıza ve nerelerde kullanacağımıza asla karar verememişiz.
Bu durumda ya petrol kuyularımızı ve diğer madenlerimizi çok uluslu şirketler işletmiş, ya da medyadan izlediğimiz bazı programlarda anlatıldığı gibi yabancı şirketler tarafından arama ve işletme ruhsatı alınmak suretiyle kendileri çıkarıp işletmeseler bile en azından 20-30 yıl bizim bu zenginliklerden bizim yararlanmamızı engellemişlerdir.
Hatta bu güçler daha da ileri giderek ülkemize çağın gerektirdiğ atılımları yaptıracak, lokomotif vazifesi görecek aydınlarımızı, bilim adamlarımızı ve yetişmiş insanımızı bile, ya ülkemizden kendi ülkelerine transfer etmiş ,transfer edemediklerini ise faydalanmamızı engellemek için yok etme yolunu seçmiştir.
Bu anlattıklarım yüksek siyaset veya gizli bilgiler değildir. Üniversite hocalarımız, zaman ,zaman medyada bu tür olaylardan bahsetmektedirler.
Zamanında eskiçağlardan kalma tapınakları bile sökerek kendi ülkelerine götürme becerisi içinde bulunmuş bu gibi zihniyetlerin, günümüzde daha da gelişmiş teknoloji ve taktiklerle bütün AB Ülkelerinde bulunan endemik bitkilerin üç katı kadar fazlasını elinde bulunduran ülkemizin Florası,Faunası ve biyolojik çeşitliliği karşısında çok daha fazla hevesli olacakları kuşkusuzdur.
İşte bu yüzden çok uyanık ve dikkatli olmamız gerektiğine inanıyorum.
Saygılarımla
|