Merhaba,
Haydi hemen başlayalım bu doğal olmayan hiç bir gıdayı tüketmeyelim kampanyasına, Ama oyuna gelmeden.
Gerçek Vatansever çiftçilerimizle elele vererek, gdo kullanmadan. Bundan başka, kendi laboratuarlarımızda üretilmemiş, denemesi yapılmamış hatta Tarım ve Köyişleri Bakanlığı nın bu iş ile ilgili yüksek teknoloji ile donatılmış laboratuarlarınca sıkı bir denetlemeye tabi tutulmayan hiç bir tohumun henüz bozulmamış saf toprağımızda kullanmayalım.
Bakın işte gördünüz mü? çözümü bulmak kolay ama bu saydıklarımızın uygulama olanağı var mı? Bir bakalım.
Bu önlem ve tedbirleri ancak bütün dünyayı sömürebilmeyi başarıp, sömürdükleri başta teknolojileri olmak üzere herşeyi halkının geleceğini planlamada kullanabilen ülkeler alabilirler. Öyle de olmuştur.
Sömürmeyi planladıkları ülkelerin, sömürülmelerini engelleyici aynı veya benzer tedbirleri almalarını önlemek için ise globalleşme ve küreselleşme, Dünya kardeşliği gibi kimsenin karşı çıkamayacağı laflar ile önce gözler boyanır.
Sonra kendi çiftçisinin destekleri çoğaltılırken daha önce planlı şekilde ekonomileri başta olmak üzere tarımı da, bozulmuş ülkelere kendi çiftçileri ile rekabet etmemeniz için tam tersini yapmaları ve çiftçilerini asla desteklememeleri önerilir.
Diğer taraftan bu ülkelerin ürettiği tarım ürünlerini düşük fiyata kapabilmek için türlü hileler kullanılır. Mesela önce zararlarını henüz sizin bilemeyeceğiniz tarım ilaçlarını satar,sonra da bu ürünlerde kalıntı var dedikten sonra size iyi ve bol ürün vereceğine inandırdıkları gerçek GDO'lu tohumları satarlar çiftçinizin kullanmasını garantiye almak için de önce bedavaya dağıtırlar, sonra ürettiklerinizi almamak için bu ürünler ekolojik veya organik değil bahanesini uydururlar.
Bu oyunu bir kaç kere oynayıp tabir yerindeyse bir koyundan 5-6 post çıkartırlar.
Bir taraftan sizin insanınızı hasta edecek ürünleri size yeni tekniklerle pazarlarken, kendi vatandaşlarına yedirecekleri organik olması gereken ürünleri istedikleri şekil ve usuller ile ürettiğinizden emin olabilmek için ikili hatta üçlü beşli kontroller yapılır.Gerekirse sizi eğitim bile verirler.
Sattıkları ürünlerin reklamını da yine ele geçirdikleri medyanız aracılığı ile yaparlar.Siz sağlıklı besleneceğinizi zannedip fahiş fiyata gdo lu ürünleri satın alırken,elinizdeki gerçek organik gıdaları almayı ihmal etmezler.
Sattığı tohumlardan beslenip kanser hastası olan vatandaşınıza, ilacı da yine onlar satar.
Zaten o ilaçların tehlikeli ve kendi ülkelerinde yasak olan denemelerini de önce sizin ülkenizde, sizin insanınızda deneyerek gerçekleştirirler.
Nasıl, acaba bu yöntemleri bir yerden hatırladınız mı?
İşte Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk'ün bahsettiği "Muassır Medeniyet Seviyesine ulaşmak" lafının önemi de burada ortaya çıkar. Eğer ileri Medeniyet seviyesine ulaşamazsan, birileri seni sömürecektir.
Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk'ün o yoklukta dış kredi alarak Türk Tarımına örnek ve önder olması amacı ile kurduğu, ama bizim şimdi yok etmeye uğraştığımız Atatürk Orman Çiftliği ni kurma sebebi de budur.
Tarım ülkesi olduğumuz gerçeğini daha o yıllarda görebilen Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk, bu günlerin geleceğini de tahmin edebilmiştir.
Diğer bütün liderlerin Fikir,söylev ve heykelleri yıkılırken, liderlik vasıflarının da gitgide küçüldüğü Milenyumda Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk'ün Önderlik vasfının daha da büyüyebilmesinin sebeplerinden birisi de işte bu gerçektir.
Selamlar
Düzenleyen Oğuz Karsan : 02-12-2007 saat 00:48
|