Bu resimde görülen tüm kabaklar ve yarışmaya soktuğum kabak, ayrıca Selahattin Yılmaz'ın dağıttığı fideler, bir kabaktan çıkan tohumlar. Fakat tohumlarımız F1 olmadığı için, türde açılmalar yapıyor.
Hatta yarışmaya soktuğum kabağın yetiştiği bitkide ikinci bir kabak var ki, rengi turuncu. Yani aynı kökte farklı renkte meyveler veriyor. Şu anda tarla gök kuşağı gibi. En sağda olan gibi çizgililer var, yarışmaya soktuğum gibi düz renkli var, yeşil - kırmızı, turuncu - kırmızı alacalılar var. Çeşit çeşit.
Şu ana kadar 3 adet farklı desende kabak kestim, yedim. Hepsinin kokusu kavun gibi, rengi turuncu, kabuğu nispeten daha ince, pişmesi hızlı. Ve en önemlisi oldukça lezzetli.
İlk mesajımda anlattığım gibi, bu türü birisi Yunanistan'dan getirmiş. Tohumları aldığım hanımdan, dağıtacağım diye söz vererek almıştım. Sanırım sözümü tutabildim.Seneye bu tür için hedefim 100 kilo.
Ayrıca Amerikan kabağı türünde de çalışmalarım olacak. O tür ise çok lezzetli, çok fazla büyüyebiliyor. Amerika'da ve İngiltere'de yetiştirdikleri 600-700 kiloluk kabaklar bu ırk.
Fakat şöyle bir dezavantajı var, çok su salıyor. Şekerde 1 saat beklediği halde o kadar su saldı ki, kabak tatlısı mı yiyorum, kabak kompostosu mu yiyorum anlayamadım. Denilenlere göre fırında pişirmek gerekiyormuş. Kabuğuda elma kabuğundan farksız. #
134 nolu mesajda kırılan Dill's Atlantic giant ırkını görmek mümkün. onun tohumunu alamadım ama kardeşininkini aldım.