Başların ayak yapıldığı dönemler olduğunu tecrübe ediyorum.
Bu çerçevede,
“Benim bağım bahçem yok fakat kocaman bir ormanım var”
( Normal şartlarda bu sözüme ben de züğürt tesellisi veya taşra ya da prolater / lümpen kinayesi derdim. Artık bunların da ehemmiyeti yok ).
Köyün bahçesinden orman eriğine burun kıvıran o ayak kafalar…
Orman eriğinin hor görülmesi çok daha sıradan ve bir o kadar da alışılmıştı.
Enazından düne kadar öyleydi.
“Oğu bırak hele bizim baaaçede vaa, ondan yeriz, yaban(!)ından yerisen garnını ağrıdır” diyorlardı.
Şimdi ise,
İlk gençliğimde arabamla ormanıma kaçtığım on yıllarımdan çok sonraları ve işte şu son çeyrek asırda arabaize edilmiş o kafa, çoban yeni yetmeliğinden hatırladığı ve fakat şimdilerde dandik bir şehrin mahallesinden getirdiği arabasını ağaca yanaştırmakta ve -birkaç litre yakıt karşılığında- ağacın bir yaz mevsimini bagajına indirmektedir…
Ne de olsa artık -hangi cinsten olursa olsun- tek bir erik tanesinin bile kıymete bindiği zamanlar gelmiş bulunmaktadır…
Adına köy denen ve de kadîm coğrafyaya dama tahtası misali ve 3-4 km mesafelerle çöreklendirilmiş ortaçağdan ışınlama o yerel damızlık çiftliklerinin “arabaize” tipleri...
Ve aynı dram, sağda solda kalabilmiş tek tük su pınarlarında da ortak kader olmaktadır. Yani, başlarına o rezil arabalardan indirilmiş su bidon(!)larının -beleş için- sıra edildiği son su kaynakları.
Anadolu’da su artık sadece yukarı havzadadır.
Bu korkunç “ayak kafa kanseri” elbette onlara da el atacak.
O zamana kadar ormanımın nisbeten yükseklerde bir yerlerde “meyveli” kalabilen ve de düne kadar “yabani” denilerek hor görülen erikleri…
Doğup büyüdüğü coğrafyada "yaban" olarak kalmış olmak.
Hatırlatmalı, bir zamanlar ayak kafaları sıvazlama işini humanizm ayağına yatarak yapmış birileri şimdilerde -hiç utanmadan- "orta sınıf yokoluyo" muhabbeti yapabiliyorlar...
( Fotoğrafın harika günü üzerinden dört yaz geçmiş. Acaba bu erik duruyor mu hâlâ yerli yerinde ? Soruyorum, çünkü, ben ormanın orta yerinde fotoğrafladıktan sonra sanki buna bir kasıt hainliği olarak yokedilen “erik” biliyorum ).
|