Komşu yaylalardan birinin yolundaki kayaları patlatarak parçaları kullanmışlardı önceki yıllarda. Kayınpeder ile kalan taşların bir kısmını da biz alarak yürüyüş yolu yaptık. Aralara girsin diye üzerine kürekle toprak atmış bizimki, onları süpürüp tekrar resmini çekeyim, fena olmadı sanki.
Hanımın zambakları, ilk önce pembe açıyor, sonra sarı, tek tük beyazın eline kaldık şimdi. Çiçeği geçenler saplarını tepeye dikmiş bize bakıyorlar boş boş... Oysa dahliyalar neredeyse tüm yaz boyunca rengarenk... Yapcak bi şey yok.
Zahmetsiz ama bu yıl da az çiçekli ortancalar. Yaylada uzun süre çiçekli kalabilen (ovada çiçeği daha az ve kısa süreli açıyor, tıpkı dalyalar gibi) ortancaların üzerine seneye de kış soğuk geçerse elyaf örtmeli.
Şunların güzelliklerine bakın bi kere...Zambakmış...Pehh..
Bu arada yiğidin hakkını da yemeyelim, sanırım lilium denilen zambak türleri kokulu oluyor. Komşu da zambak hastası, mis gibi kokuyorlar hala...
