İlgisi olmayabilir ama son çim fotonuzu görünce karşılaştığım durum aklıma geldi. Acemilik dönemlerimde makinanın bıçaklarını bileyip tekrar takarak biçme yaptığımda makinenin biçilmişleri etrafa saçtığını torbasını doldurmadığını gördüm. Bir sonraki biçme öncesi o foto ya benzer bir görüntü ile karşılaştım. Etrafa saçılan biçilmişler çimin altında toprak üzerinde kurumuş olarak duruyordu. Birkaç defa aynı tarzda biçme yaptım. Makinayı temizlemek ve bıçağı bilemek için altına baktığımda deneme amaçlı bıçağı ters takıp biçme yaptım. Bu defa torbanın dolduğunu etrafa saçılmanın olmadığını görünce jetonum düştü
Güler hanımın birçok kere söylediği gibi. "Çimin var mı derdin var" Bende ilk çim ektiğimde çok uğraştım. Önce çim içinde çıkan geniş yapraklıları oturup ailece elle sökmek (400 m2), baş edemeyince elimize fırça alıp her birine seçimli herbisit sürmek, nokta atışı yapan spreyle herbisiti her birine sıkarak yok etmeye çalışmak, fungusid uygulamak, havalandırmak, gübrelemek, her kış başlangıcında yeni tohum atıp yorgan toprağını döküp silindirlemek gibi işleri artık yapmıyorum yapamıyorum. Çok şükür derdim bitti

Ancak bahçem yine de yeşil. Bahçemi ayrık otlarına ve diğer yabani otlara terk ettim. İlkbaharda renkli yabani çiçekleri, papatyaları, gelincikleri ve komşunun ektiği kalanşo çiçeğinin rüzgarla gelen tohumlarının verdiği çiçekleri, yazın ortasına doğru hindibağların sarı çiçeklerini görmekten daha mutlu oluyorum ve karsinojen özellikleri olan pestisitlerden kurtuldum. Torunlarım artık daha doğal bahçede oynuyorlar.
İşlerinizde kolaylıklar dilerim.