Yaklaşık 25 gün önce bahar gelsin diye beklerken birden yaz geldi.
Hem de ne yaz...
Yaz ki, Bozcaarmut yazı değil, mübarek Antalya yazı. Köyde termometreyle ölçmedim ama, dağların arasına sığınmış, güneşi doğumundan birkaç saat sonra görüp, batımından birkaç saat önce kaybeden kasabamızda 35 derecelerin görüldüğü bir yaz.
Tabii ki hemen fideleri, tohumları toprakla buluşturmaya başladım. Fasulye, barbunya, yemeklik ve tatlılık kabaklar, mısır
vb.
Sıcağı gören coştu. Ben hariç. Allah'tan zaten tembel olan fakir, oruçluyken hepten rehavete kapıldığımdan sadece domates fidelerinin az bir kısmını bu yalancı yazda diktim.
Ve yaz aniden bitti.
Ben görmedim ama görenler kırağının kar gibi olduğunu söylüyorlar.
Sonuç:
Bunlar şenberber fasulyeleri. TCM'den aldığım oturak kuru fasulyeler, barbunyalar, Obabilgesi'nden gelen bal kabakları, yemeklik kabaklar, 32 adet domates fidem, frenk ve bektaşi üzümlerinin meyveleri, tazecik sürgünler vermiş olan asma fidanları, bakla ve bezelyelerin meyveleri ve daha aklıma gelmeyen birkaç Hayalbağ sakinimiz öldü gitti.
Lakin azmimiz, umudumuz hayallerimiz dip diri. Çekmecemiz tohum, salonumuz fide dolu.