Alıntı:
Orijinal Mesaj Sahibi Dila2012
Ben cok hukuki detaya girmek istememistim ama arkadaslar girmisler. Bence bu tur islemlerin avukat araciligi ile yapilmasi kanunen zorunlu olmali. Insanlar kendilerini korumak adina bir hukukcuya danisarak ilerlemeli. Diger turlu ciddi magduriyetler yasaniyor. Vatandas bu tür hukuki detaylari bilemez. Bilmesi de beklenmemeli. Noterin sucu yok demis sayin portakal rengi. Benim kastim su idi. Noter, bir olaya,belgeye resmiyet kazandirmasi icin devlet eliyle oraya atanmis guvenilir kisidir. Vatandas bu yuzden noterden bir islem yaptiginda hukuken kendini korudugunu saniyor. Oysa kazin ayagi oyle degil. Mahkemeler bu sebeple magdur olan kisilerle dolu. Devlet bunu gormuyor mu? Bu noktada vatandasini korumak hem de kendi yargi yukunu azaltmak icin belirttigim gibi bu tur islemlerin avukat araciligi ile yapilmasini zorunlu kilmali.
|
Yukarıdaki yazılara toplu yanıt.
İlk olarak, devlet kişisel hak ve özgürlüklerin koruyucusu olmalıdır. Bu nedenle iki kişinin birbirine vaatte bulunmasına karışamaz. Vaatte bulunan dolandırıcı olursa mantığını kullanarak yasa-yönetmelik oluşturamaz. Tüm yurttaşlarını dürüst, iyi niyetli
vb değerlendirmek zorundadır.
Eğer taraflardan biri diğerlerine haksızlık yaparsa, nasıl engel olacağının yöntemini bulmalıdır. Yine de haksızlık yapılıyorsa, nasıl cezalandırılacağını belirler.
İkinci olarak, kişiler haksızlıkla karşılaşmamak adına uygun yol ve yöntemleri kullanmalıdırlar. Eğer araştırıp öğrenmek olanakları yoksa uzmanlara başvurabilirler.
Konumuza dönelim. Noter iki kişinin sözleşmesinin resmi şahitidir. (Noter belgelerinde son cümledir genellikle. "X. Noter olarak bu işleme şahitim" der.) Sözleşmeye taraf olan kişilerin işlemi yapmaya yetkili olup olmadıklarına bakar. Tarafların suç durumu, iyi niyetli olup olmadıkları
vb şeyler başka kamu kuruluşlarının görev alanı. Genel anlamda, noter dolandırıcı kişinin yapacağı sözleşmeyi engelleyemez. Hangi sözleşmenin geçersiz sayılacağına karar verecek kuruluş da değildir.
Devlet tüm arazilerin kayıtlarına merkezi anlamda ulaşabilir değil. AB'nin istediği yasalar çerçevesinde uydu temelli bir arazi planlaması yapıldı. Henüz, tapu kaydı olanları yerli yerine oturtabilmiş değil. Bunu bitirdikten sonra diğerlerini sisteme ekleyebilir.
Elde uydu temelli sistem yokken nasıl yapılıyormuş ?
Tapusuz ama ekilebilir alanların kayıtlarını oluşturmaya devam ediyormuş. Orası kullanılmaya devam edilsin, sorun varsa yasa ile **** mahkemede çözülür gibi bir mantıkla. Bunda kötü bir şey yok. Arazi atıl kalacağına kullanılır.
Bu kayıtları mal müdürlüğü ile kontrol ediyormuş.
Devlete "ne yapıyorsun?" diyebileceğimiz durum yok. Eksikliği var. Ülkedeki tüm arazilerin tapu kaydını oluşturamadığı için.
Tapusuz bir arazi almaya kalkarsanız, riski kabul ediyorsunuz demektir. Bu riski en aza indirgemenizin yolu
güvenilir bir uzmanla anlaşmaktır. Kendiniz de öğrenip yapabilirsiniz ama uzman değilsiniz. Siz bilirsiniz.
Konuya hakim kişi avukat mı, muhtar mı, emlak uzmanı mı, tanıdık mal müdürü mü ? Her kimse ondan yardım alabilirsiniz.
Netameli bir işleme girişip, devlet beni korumalı demek doğru değil.