Günaydın sevgili nazlı06, nasılsın?
Birkaç gün evvel toplantı başlıklarında dolaşırken çoook eskilere gittim. Hele hele sağda solda kestaneleri görünce aklıma hemen Bozdağ kestaneleri geliyor. Sizlerin sayesinde ne güzel bir Ödemiş toplantısı yapmıştık. Sevgili Kazım Polat'ın oteldeki soba üzerinde pişirdiği kestanelerin tadı hâlâ damağımızda.
Kazım'la Penelophe ile görüşüyor musun? Birkaç sene evvel bize Manyas'a gelmişlerdi, çok güzel birkaç gün geçirmiştik.
Salı günleri Gönen'de semt pazarı kuruluyor, Bozdağ kestanesini orada bulabiliyorum. Biraz diş problemi yaşıyorum umarım haftaya kadar biter de kestane alıp fırında pişirip yiyebilirim. Daha soba da kalorifer de yakmıyoruz, bir ki gündür hava yağmurlu dolayısı ile de ısı düştü ama biz hâlâ balkondayız, tertemiz mis gibi havayı solumak hoşumuza gidiyor. Biraz sıkı giyinince herşey güzel.
Sonbahar artık geliyorum diyor, önce ıhlamur sonra da mabet ağacının yaprakları sararmaya başladı, Amerikan sarmaşıklarında daha kızarma da sararma da yok.
Tarlalardaki çeltikler biçildi bütün merada çeltik kurutma makineleri kuruldu harıl harıl gece gündüz demeden çeltik kurutuyorlar.
Balkondaki salıncaklara oturup, üzerime ince bir battaniye alıp sıcacık keyif çayımı içerken hem etrafı hem de çeltikçilerin telaşını seyretmek çok hoşuma gidiyor.
İstanbul'daki dostlar artık ne zaman geleceksiniz diye sitem etseler de pek gitmek istemiyoruz, sanırım buranın sakinliğine temiz havasına alıştık, nasılsa torunlar da çocuklar da sık sık geliyorlar.
Lojistik çalışmaları için İstanbul'a gidersek on onbeş gün kalırız diye düşünüyorum, belli olmaz dönüşte belki patroniçeyi de alıp geliriz, kışın gelirim diye söz vermişti.
Bakımları yapılan bir kısım saksılar limonluğa kalktı. Hakikaten saksı adedini azaltmam gerekiyor. İki tane anaç aloevera saksıları oldu dört tane. Yavruları ayırdım ama anaçlardan iki tanesini daha dağıtıma koyacağım ama göndermek çok zor.
Yağmur dindiğinde clematisleri de iyiden iyiye budamam gerekiyor, bir ki tanesinde pamukçuk gördüm.
Amaryllis saksılarını balkona taşıdım, soğanları saksıdan çıkarıp iyice fungasitledikten sonra tekrar saksıya koyup kaldıracağım.
Vakit buldukça gül altı çanaklarındaki otları temizleyip, gübreledikten sonra dökülen amerikan sarmaşığı yaprakları ile bulursam saman ile malçlama yapmak istiyorum.
Bahçe yolu boyunca olan altunî taflanlarla başım dertte, bitten kurtaramadım gitti, şimdi bir karış boyunda kalacak gibi keseceğim, kurumuş olanları söküp atacağım, kalan sağlar bizim misali iyice ilaçlayıp baharı bekleyeceğim. Umarım başarabilirim. Sanırım Yalova seralarını dolaşmak şart oldu, ya yine taflan ya da yerini tutacak başka bir tür bulmam gerekiyor.
İşler, işler... yaparsan o kadar çok ki, Allah sağlık ve güç versin de yapalım, bu halimize de şükretmeliyiz yine de.
Ooo kaptırdım sohbete, neyse... biraz yağmur altında güllerle bitireyim.