Alıntı:
Orijinal Mesaj Sahibi Eomer07
Maalesef forumun egzotik meyveler kısmı iyice komediye dönüştü. Normalde bu kadar sert eleştirmek istemem ama onca görsel kanıt ve videoya rağmen birileri insanların emeğiyle dalga geçmekten utanmıyor. Evet evet ülkemiz hem kurak hem de soğuk. Antarktika mubarek!
Ülkemizde insanlar egzotik bitkiler konusunda bilgisiz. Hani varsa uzmanı araştıran eden, ben bilmiyorum. Bu konuda en bilgili olanlar yine bu işe meraklı çiftçilerdir. Ben de çiftçilik yapıyorum ve bu forum aracılığıyla meraklı kişileri elimden geldiğince bilgilendirmeye çalışıyorum. Maalesef internetten bulduğu bir iki iklim grafiğiyle bahçe kurup bozanlar var. Yapmayın etmeyin komik oluyorsunuz.  O paylaşıp durduğunuz grafikler ne kadar doğru acaba? Örneğin; memleketim Alanya'da muz yetişiyor mu? Kıyı köylerde evet ama şehir merkezinde hayır. Peki sizden iklim grafiği istesem nerenin grafiğine ulaşırsınız? E şehir merkezinin. O halde Alanya'da muz yetişmez öyle mi? İklim grafikleri fikir verme açısından önemlidir ama adım başı hazırlanmış iklim grafikleri yok. Şunları ayet paylaşır gibi paylaşıp durmayın.
Şimdi açık bir muz bahçesinde çekilmiş bu resim ülkemizde serada bile bin bir zorlukla yetiştirilebilen muza ait. 110 cm uzunluğa, ortasında ise 40 cm çapa sahip. Kesime hazır olunca 40-45 kg ağırlığa ulaşacak. Serada ise 60-70 kg olası bir rakam. Ha işte bu Türkiye'de olmayan muz. Olsa daha nasıl olacak acaba? Var mı içinizde ben keser arabanın bagajina atarım diyen? Kışın serada bile ancak yaşıyor. Hı hı, evet.
Bu da Türkiye'de seraya gerek duymadan yetiştirebileceğiniz tek egzotik meyve, avokado. Fuerte cinsi, yanındaki de kıyaslamak için 1 liralık madeni para. California ya da Meksika avokadoları gibi verimli değil ama. Neden, çok mu küçük? Ağaç az mı meyve tutmuş? Besin değerleri mi kötü? Elinizde ne veri var da bu avokado böyle verimsiz? Yoksa rengini mi beğenmediniz?  Sallamak serbest nasıl olsa.
Yine ülkemizde yetişmemesi gereken bir başka meyve, mango. Mangonun konudan haberi yok heralde yayılmış kalmış olduğu yere. Kesin bu da verimsizdir. Daha bunun gibi bir çok egzotik meyve yetişiyor Türkiye'de sessiz sedasız.
Gelelim asıl konuya. Ortada herhangi bir yanlışlık filan yok. Kahve, Türkiye'de yetişiyor. Forumda zaten birçok resim ve video da paylaşıldı konuyla ilgili. Ben de kahveye ilgi duymasam da bahçemde süs olarak bir tane bulunduruyorum. Herhangi özel bir işlem yapmıyorum. Meyve de veriyor ancak çekirdekleri pirinç kadar oluyor. Herhalde profosyonel olarak bu işi yapanlar daha iyi verim alıyorlardır.
Eski bir söz vardır. Kahve Yemen'den gelir diye. Ülke olan Yemen. Arap Yarımadasının güneyindeki ülke. Ne maksimum 25 C vardır orada ne de gölge. Ama dünyanın en kaliteli kahvesi Yemen'de yetişir. Ayıla bayıla içtiğiniz mocha kahve mesela. Muha, Yemen'de bir liman kentidir. Ama işte kime anlatacaksın.
Dediğim gibi Türkiye'de danışabileceğiniz bir egzotik meyve uzmanı yok. Siz en iyisi ya yetiştirenlere sorun ya da alın elinize kazma küreği kendiniz yetiştirin. Rize'de yetişir mi? Deneyin, paylaşın biz de görelim.
|
Kahve ağacı örtüsüz hemde Türkiyede başarılı olarak denendi ve var, isteyen isterse araştırır bulur.
Geçmişte don olayı olmuşta, miş mişte mış mış, dünyadayız her an her şey olabilir, gök taşı bile düşebilir, istisna olayları uzun vadeye endekslemek çok komik. Ona kalırsa, mesela, güney florida da yıllar önce uzun süredir kar yağmayan yerlere kar yağdı ve don riski oluştu, bir çok bitki zarar görmüş.
Ülkemizde de mesela, adana da, kar yağmaz kolay kolay, belki elli yılda bir yağar, bunlar hayatın cilveleri, hatta türküsü bile var; 'kar altında gül kalmış' e yani, yaşadıkları şoku insanlar ağıtlarla dile getirmişler.
Neyse; Demişsiniz ya hani; 'ancak bu işi yine çiftçiler bilir' diye, aynen katılıyorum. Konuyu şuraya bağlamaya çalışıyorum, Allah sizlerden razı olsun, bazen şer olarak öfkelendiğimiz çekişmelerin bile altından kolaylıklar ve enteresan şeyler çıkıyor.
Memleketime gittiğimde, bir büyüğümün anlattıkları dikkatimi çekti; yıllardır doğup büyüdüğü beldede, tanıdığını zannettiği, aslında hiçte tanımadığı ve sonradan fark ettiği doğanın detaylarını anlatırken, mevzuyu salep bitkisine getirdi, endemik olarak dağlarda yetişen orkide türünden oluşan bitki köklerinin kıymetinden söz etti...
Köyden şehre inmeden evvel, bir avuç toplamış olduğu salep köklerini, bir aktara göstermek ve ona bir şeyler danışmak üzere gittiğinde yaşadıklarını anlattı, aktar panikleyip, onları bir daha toplamaması gerektiğini söylemiş, çok ağır cezası varmış. Bende bu vesile ile tayinim üzere yaşadığım yerde mevcut imkanlarımla salep tarımı yapmaya karar vermiştim. Ki, bunun için bir kaç ilim irfan sahibi bulayım diyerek yollara düştüm, düşmez olaydım, inanın çuvalla maaş alan o koltuklara kurulmuş çoğu kimse, bana konu hakkında bilgi veremedi, onlarla yaşadığım diyalogları burada anlatsam öfkeden kudurursunuz. Bu insanlar neden maaş alıyor? Bu ücret helal mi?
Kahve ağacı ve yetkililer, çiftçiler filan derken, bana neleri hatırlattınız, umarım ki bu bilgi yaygınlaşır, isim yahut kurum kuruluş, şahıs ünvan belirtmedim, malum başımız belaya girmesin haklıyken haksız duruma düşmeyelim. Aslında şikayet etmek gerekir ama, elimizi taşın altına koymuyoruz. Ne yazık ki etrafımda bu konu hakkında istişare yapmaya çalıştığım çoğu insanda, sözde hümanizm adına; 'aman ekmeğiyle oynama, aman bırak Allahından bulsunlar, şikayet etsende bişey çıkmaz' diyerek halı altına süpürme modundalar, bir kabulleniş var, duyarsızlık var...
Bu ülke, iklimiyle toprağıyla dünyada tekten. İyi insanlarda elbette varlar, onlara derin minnet duyuyorum, ama öyle tehlikeli varlıklar var ki, işte onlar doğal afetlerden bile daha çok bitki düşmanıdırlar.