Günaydın....
Şimdi diyeceksiniz ki; siz gelen misafirleri de mi çalıştırıyorsunuz? Doğru, ama valla ben masumum. Bakıyorlar ki yapılacak iş çok fazla dayanamayıp girişiyorlarlar işe.
Örneğin, elma ağaçlarının altına o kadar çok elma dökülüyor ki, genelde köyün hocası haftada bir iki uğrayıp el arabasına toplayarak hayvanlarına yedirmek üzere götürüyor.
Geçen sabah malina " ya biz de toplayıp elma sirkesi yapalım" dedi. Dedim ya ben masumum teklif ondan geldi.
Hemen büyük cam kavanozlar yıkandı, elmalar toplanıp yıkandı ve tezgah kuruldu.
MeyveliTepe'nin sayfasındaki elma sirkesi başlığı yeniden okunup işe koyunuldu ve 4 kavanoz elma sirkesi hazırlanıp kilere yerleştirildi.
Siz sanıyor musunuz iş bu kadarla kaldı, Oğuz bahçedeki çimleri biçerken biz de balkondaki salıncaklara oturup çay içiyorduk malina birdenbire " hadi gel bu salıncakları boyayalım" dedi. Hakikaten boyaya da çok ihtiyaçları vardı ama ben biraz sallayayım dediysem de malina israr etti.
Boyayı da aldık, salıncakların paslı kısımları zımparalandı, balkona iyice yayıldık başladık boya yapmaya.
İşimiz çok azmış gibi Oğuz da bu arada çekilmiş 40 kg. domates getirmez mi, neymiş domates suyu yapılacakmış.
Ben hemen " geç depoya koy tencereye sen başla ara sıra gelip bakarız" dedim. Depoda sanayi tipi büyük ocak var orada daha kolay, ama onun da canı çıktı, karıştır babam karıştır. Kaytarmayı çoktan istiyor ama biz daldık boya işine.
Tenceredeki domatesler yarıya kadar inince malina " söndür altını, yarın sabah bakarız eğer fazla suluysa biraz daha kaynatırız" dedi de sevgili kocam paçayı yırttı.
Bu arada malina bahçedeki acı biberleri de toplaytıp acı sos yapmaya karar vermiş, ben arazi oldum. O mutfakta ben de zımparadan dolayı berbat olan camları silme peşindeyim.
Yorucu ama mutlu bir gün geçirdik, akşam yemeğinden bir iki saat sonra ben yatmaya gittiğimde malina tv. seyrediyordu.
Sabah ben uyandım malina hâlâ uyuyor.
