Hava yağışsız olunca çalışmak kolay, gerçi esen rüzgâr havayı bayağı serinletiyor, ısı 12 derece de olsa hissedilen sıcaklık 9 derece civarında oluyor.
Ama öyle ama böyle işler çok olunca erkenden başlıyoruz. Oğuz harıl harıl toprağını çapalıyor, sebze ekilecek yerleri hazırlama çabasında.
Ben güllerimi budadım, bir miktar alt kısımlarındaki otları yoldum ama daha çok işim var güllerle.
Clematisler hızla sürgün veriyorlar o yüzden benim de bir an önce temizlik yapmam gerekiyor. Büyük bir kısmının temizliği bitti.
Bir kısım saksıları güllü kameriyede toplamıştım, kışı orada geçirdiler.
Saksılar ot içinde kalmıştı, otlarını alayım da dipleri biraz güneş alıp serpilsinler diye düşündüm.
Saksıyı kaldırdıkça yer taşları arasında yeni yeni sürgünlerin çıktığını görmek sevindirici.
Bu sene sümbül ve nergislerim evvelki seneler kadar iştahlı açmadılar.
Merak ettim, benim çiçeklerimle sohbetlerim meşhurdur; gider onları koklar, öper, hal hatırlarını sorarım.
Sümbüller bana küsmüş, alt kısımlarındaki otları temizlerken anladım nedenini. Sanki bana " zaten bu toprakta ayrıklarla boğuşuyoruz, hadi biz yine aralarından yer bulup toprak üstüne çıkıyorduk ama şu yosunlaşma yok mu bize hiç nefes aldırmıyor" der gibiydiler. Çok da haklıydılar.
Yosun bahçede hiç istemediğimiz bir şey. Çim arasında çıkanları temizlemezseniz toprak havasız kalır ve çimleriniz ölür.
Aynı işi çiçeklerinize de yapar. Toprağa yayıldıkça havasız kalır toprak ve bitki, soğan yavaş yavaş yaşamını yitirir.
Hemen başladım yosunları çıkartmaya. Ayrıkları temizlediğim aletle kolay oldu. Yatay olarak toprağın iki üç cm altından soktuğunuzda tabaka halinde çıkıyor.
Dip kısımları temizlenince rahat nefes alırlar artık.
... yarına devam inşallah.
Clematis sürgünleri