neredeyse bir yıl geçmiş.
ne bir evim, ne balkonum oldu bu zamanda. o zamanlar yazarken gerçekten samimiydim ama tercihim bilemeden farklıymış demekten başka söyleyeceğim bir şey yok.
çalıştığım yerlerden birinin bahçesinde minyatür bir sebze bahçesi yaptım. kışın da yetişebilen bazı sebze tohumları ektim: ıspanak, roka, maydanozlar, marullar, turp, dereotu... başka yer yoktu, bu kadar ekebildim. hepsi çimlendi ve büyüyorlar. umarım iyi kalırlar.
yarın, bu sekiz ayda değiştirdiğim dördüncü işimden ayrılıyorum ve artık hep istediğim, uğruna her şeyimi bıraktığım, uğruna yüzlerce masal yazdığım, yazdıklarıma inandığım ve inandıklarımın hepsinin, ama hepsinin olduğu o yere, taksim'e gidiyorum; orada çalışacağım ve yaşayacağım artık. bir masal bu.
bir avuç toprak yok taksim'de biliyorum ama kesinlikle inanıyorum, yeni iş yerimde, bunca yılın mühendisi olarak ilk defa bu sitede duyduğum için kıskançlıktan çatladığım, -çatladıkça kötülediğim- pembe domatesleri hiç olmazsa saksıda yetiştireceğim, biliyorum.
çok eski bir sözle, sevgiyle kalın.
|