View Single Post
Eski 04-03-2019, 00:17   #102
MeyveliTepe
agaclar.net
 
MeyveliTepe's Avatar
 
Giriş Tarihi: 22-03-2007
Şehir: Kocaeli
Mesajlar: 9,019
Alıntı:
Orijinal Mesaj Sahibi Portakal Rengi Mesajı Göster
Biraz öfkeli yanıt olmuş ama sorduğuma tam yanıt alamadım. Philips Aydınlatma Seminerinde eğitim görmüş birisi olarak sormuştum.
Işığın kaç Kelvin olduğu yeterli olmuyor. Dalga boyu dağılımı önemli. Dalga boyu kızıl yöne kaydıkça enerjisi artıyor. Bu nedenle (belki buharlaşmayı arttırdığı için) fotosenteze yararı azalıyor. Mor ötesine doğru kaydıkça yeşil bitkilere yararı beklendiği kadar olmuyor vb. okuduklarım var.
Yaprak yeşil dalga boyunu soğurmayıp, yansıttığı için yeşil görüyoruz. Yaprak hücrelerinde sadece klorofil etkin değil. Diğer gerekli bileşenler de farklı dalga boylarına gereksinim duyuyor.
Kırmızı ve mavi LED karışımları ile denemeler forumda da var. Örneğin, bir uygulamada yaprak gelişiminde sorun yok. Ancak kökler hiç gelişmemiş.
Işık şiddeti bir değere kadar etkiliyor, sonrasında etkisiz.
Evde fide yetiştirmenin aydınlatma ile ilişkisi, topraksız ya da topraklı tarımın aydınlatma ile ilişkisi yanında devede kulak kalabilir. Her evin bir odasının bahçe olduğunu hayal edebiliyor musunuz? Odaya giriyorsunuz : Yerde karanfil, üstündeki rafta sardunyalar renk renk, sağa dönüyorsunuz biberler-domatesler .... Bir taklit edebilsek !
Gündüz, bulutsuz havada renk sıcaklığı 7.000-14.000 °K aralığında. Dalga boyu dağılımı da değişiyor. Beyaz ışığın bileşimini tanımlamaya çalışayım. Anadolu'yu renk dağılımı olarak düşleyin. (Alan yumurtanın sivri uçlu yarısına benzer.) Doğu Anadolu Rize'ye kadar kırmızı, Güney Doğu Anadolu mor, Akdeniz mavi, Ege-Marmara yeşil, Karadeniz sarı. İç Anadolu beyaz. Beyaz rengin içeriğindeki ağırlık yakın olduğunuz bölgeye uyumlu olacaktır. Niğde **** Kastamonu farklı beyazlar. Farklarını °K ile açıklayamıyoruz. Bizim gözümüz için ikisi de gün ışığı. Akvaryumda balık ve bitki yetiştiriyorsanız, Niğde nin daha uygun olması büyük olasılık.
Bende biliyorum diye yazmadım. Yazdığınıza neden takıldım ? : Siz dahil bu forumdaki 10-20 aktif kişi, deneyimli olarak, ciddi katkı veriyorsunuz. Benim gibi acemi düzeyindekiler için bilgi değerindedir yazdıklarınız. Kişisel olarak, bir şeyi deneyeceksem, bu forum "mihenk taşım" dır.
Önerileni sorgulama hakkım olmalı. "Ben söylerim, işine gelirse" durumunu geride bırakmış bir forumda olduğumu düşünüyorum.
Öze geleyim. Işık bilgisi başka, bitki bilgisi başka, ışık ile bitkinin ilişkisi bambaşka bile olabilir. Daha önemlisi tartışabilmeliyiz.
Yanıtımı öfkeli olarak mı algıladınız? Kusura bakmayın. Belki;

Alıntı:
Orijinal Mesaj Sahibi Portakal Rengi
...

Nasıl oluyor da;
doğal ile yakınsayamayan bir ışık sıcaklığı dağılımını
doğal olmayan sürelerde uygulayabilmeyi
bitki yetiştirmede öngörülebilir yöntem olarak tartışabiliyorsunuz ?

...
Işıklandırma, ışınım (radyasyon) sürecidir. İnsanlar için iyi ise doğaldır. Bol bol röntgen çektirir misiniz ?
Sorularınıza yanıt olduğu için öyle algıladınız. Gereksiz yere röntgen ışınlarından bahsetmek zorunda kaldım.

Şimdi de;
Alıntı:
Orijinal Mesaj Sahibi Portakal Rengi
Daha önemlisi tartışabilmeliyiz.
Diyorsunuz. Tartışacak mıyız, tartışmayacak mıyız bir karar vermek lazım galiba

Bunların bu başlıkta konuşulacak şeylerle hiç ilgisi yok aslında.

Forumda yeni sayılırsınız. Bu başlığı görmüş müydünüz bilmiyorum. Fide yapmaya çalışanların ağırlıklı ortak sorunu, çimlenip kıl gibi bir gövde ile bir karış uzayıp yere yapışmış sapın ucunda minicik iki tane kotiledon yaprak, ve sonrası yok.

Işık gerekiyor. Yüzlerce kere de yazılmıştır ışık yetmemiş diye. Pencere önü genellikle yetmez. Balkon soğuktur. Herkesin ısıtmalı serası yok. Çare de yok. Çaresi, balkon soğuksa ışıklandırmak gerek. Aynı, toprak kurumaya yüz tuttuğunda sulamanın gerekliliği gibi.

Led teknolojisi ile çok farklı ışınım kaynakları yapılmaktadır. Söz gelimi UV lambaları, IR ısıtıcıları vs. özel amaçlar için istenilen dalga boylarında ışınım üreten cihazlar yapılıyor.

Burada ışıksızlıktan ölüme mahküm fide problemini aşmakta yıllardır kullanmakta olduğumu söylediğim ışık kaynakları bildiğimiz alalade aydınlatma armatürleridir. UV lambası veya IR ısıtıcısı değil.

İkidebir sözünü ettiğim fotosentez ve gereken dalga boyları konusunda özet de olsa bilgi edinmek için;

Light and photosynthetic pigments
PHOTOSYNTHESIS
introduction to photosynthesis/pigments

(Türkçe değiller kimse kusura bakmasın çevirecek ne zamanım ne de mecalim var. Türkçe olanlar da vardır herhalde)

Piyasada aydınlatma amacıyla satılan beyaz led lambaların dalga boyları da böyle;

Name:  white-light.jpg
Views: 687
Size:  26.0 KB

Görüldüğü gibi beyaz ışık fotosentez için gerekli tüm spektrumları içeriyor. İçermese zaten senelerdir evde erken fide yapamazdım.

Aydınlatma lambaları hiç bir zaman mor ötesine kaymaz. Mor ötesi diye isimlendirilen dalga boyu 40-400nm arası UV ışınımlarıdır. Bunlar aydınlatma ledlerinde olmaz, güneş ışığında olur (en azından 300-400nm arası) ve tahrip edicidir.

Her memletin ışığı başkadır mealinde bir paragraf yazmışsınız ama niyesini anlamadım doğrusu. Aynı memleketin ışığı da başkadır, sabah başka öğlen başka, Martta başka Eylül başka, havada bulut vardır başka, sis vardır başka

Bir de niye "24 saat ışık" konusuna takılınıyor. Aslında onun için de bir bilimsel makale linki vermiştim ama kimse okumamış galiba. Bitkinin, özellikle de fidenin ille de karanlık yaşaması gibi bir zorunluluk yok. Fideyi fide yapan şey fotosentez. Fide maksimum fotosentezi yapmalıdır. Sıcaklık ve nem dışında (Co2'yi saymazsak) diğer şart PAR ışınımları. Işık şiddeti arttıkça fotosentez de artar. Bunun bir sınırı var elbette. Bir fidenin her gün yapabileceği fotosentezin bir üst sınırı var. Bu her gün de aynı değil. Klorofil hücre sayısı arttıkça fotosentez kapasitesi de artıyor. Daha önce linkini verdiğim araştırma (Photoperiod and plant growth: a review - Araştırmanın tamamı da var, okuyacağım diyen olursa gönderirim), şiddetli ışık ile fotosentez yaptırmak yerine daha az şiddetli ışık ile daha uzun süreli fotosentezin daha iyi olduğunu söylüyor.

Benimki tesadüfen böyle Aydınlatmaların ışık şiddetleri düşük olduğu için mecburen fotosentez süresini uzatarak açığı kapatıyoruz ve bunun bir mahzuru yok. En az 4-5 yıl aynı düzeni kullanıp muhtelif denemeler yapınca bitkinin ışığa ve ışıksızlığa nasıl tepki verdiği ölçülebiliyor. TCM'nin ukrayna bayan bando takımı dediği fideler bugün 33 günlük ve yayınladığım resimdekilerden en az %25 daha gelişkinler.


Neticede, ışık filan derken fideleri sulamayı da unutmayın.


Kendi adıma yeterlilik önergesi veriyorum. İlgili bilgi isteyen olur ise başımla beraber.

MeyveliTepe Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön