View Single Post
Eski 12-11-2018, 12:00   #398
Asoo
/
 
Giriş Tarihi: 08-09-2013
Şehir: Usa
Mesajlar: 622
Alıntı:
Orijinal Mesaj Sahibi bahçe heveslisi Mesajı Göster
açıkçası bende sizin gibi merak ediyorum

aslında benim merak ettiğim gitmekten ziyade, gidenlerin geçimini nasıl sağladığı öğrenmek ama onuda ne yazık ki göremedim hiç bir başlıkta. Aslında gidenler ya emekliler, ya da hali vakti yerinde maddi olarak bir doygunluk içerisinde olanlardan(çalışmadan geliri olanlardan) oluşuyor. Yani maddi olarak bir geliri olmayan, gelirini tamamiyle köy yaşantısından elde edecek yaşı genç kişi veya ailelerin gittiğini henüz görmedim...

Merhabalar herkese.

Geçen Şubat ayından beri %90 köyde, %10 İstanbul'daydım. Son 2,5 aydır hep köyümdeyim. Sizin aradığınız vasıfları taşıyan biri değilim, "çalışmadan geliri olan" gruba dahilim. Emekliyim. Ama konu hakkında bir şeyler söyleyesim var.

Sıradan bir köylü kalkıp şehre gelse, bir bankada gişeye oturtsak, bir şirkette muhasebe veya insan kaynakları birimine yerleştirsek, mahalle bakkalını veya bir lokantayı işletmesini istesek ne kadar başarılı olursa, bir şehir insanı da köyde o denli başarılı olur.

Gerçek bir köylüde yılların birikimi bilgi var. Hatta kendisine miras kalan bilgiler de var. Bu bilgilerin modası geçmiş olabilir, bazıları yanlış da olabilir, ama kesinlikle onları kuşaklardır hayatta tutan bir bilgi dağarcıkları vardır.

Bir diğer konu alet-edevat, makina-ekipman birikimi. Sakın küçümsemeyin. İki senedir alıyorum bir türlü bitiremedim. Bir şey alıyorsunuz, kısa süre sonra bir büyüğüne, sonra daha küçüğüne ihtiyaç oluyor. Bakıyorum komşularımda hepsi babadan kalma var. Sadece arada yeniliyor veya bakım yapıyorlar. Tarım makinalarına hiç girmiyorum.

Meyva üretimi uzun vadeli bir şey. Otuz civarı ağaç diktim, bir adet vişne, üç adet dut yemek nasip oldu . Mevcut ağaçlardan bir kısmını da soğuk vurdu.

Bu sene buralarda baldan verim alan görmedim. Arıcılık tecrübem var teknik bilgim de iyi. Kimse bal alamazken ben bir kovandan 25 kg kadar bal aldım. Ama bölgedeki sarıca arıların bu kadar yoğun olacağını bilmediğimden geç tedbir alınca, iki kovanla bu sene tekrar başladığım arıcılıkta, kışa boş kovanlarla giriyorum. Köyümdekilerin farklı alanlardan elde ettikleri gelirleri var. Hayvancılık, arıcılık, meyvacılık, dağdan toplanan şeyler (kızılcık, kuşburnu, mantar vs.) Biri kötü gitse diğeri telafi ediyor.

Bir diğer konu, şehirden sıkılıp, bunalsanız, tabiat aşığı olsanız da sonuçta bazı yaşama alışkanlıklarınız ve tüketim alışkanlıklarınızla şehirlisiniz. Bu alışkanlıkların bir kısmını da köye taşımanız kaçınılmaz oluyor. Bu bazen şehirdekinden daha maliyetli olabiliyor.

Elinden her iş gelen biri olduğunuzu düşünseniz bile (bencileyin) köy hayatında yetersiz kaldığınız durumlar oluyor. Adeta güreş tutarak kestiğimiz köy ekmeğini komşu teyze salatalık doğrarcasına dilimleyiverince; beraber oduna gittiğimiz yaşlıca bir amca baltayı ustalıkla kullanırken; saman balyasını kaldırıp götüren bir hanım kızımızı gördüğümüzde; iki bastonla yürüyen ihtiyarın dik yamaçlara çıktığını izlediğimizde vücudumuzu tamamen farklı kullandığımızı anladık. Bu zamanla edinilecek bir şey.

Gariptir, en çok ayaklarım ve ayak bileklerim beni zorladı. Çünkü hemen tüm hayatım düz zeminlerde geçerken, şimdi bastığım her yer eğri büğrü. Buna bile alışmak bir zaman alıyor.

Bir de iş gücü meselesi var. Ailece geliyorsanız herkes işin ucundan tutmalı. Burada çok iyi kazanan insanlar tanıdım. Hepsi iş gücünü aile içinden temin ediyor. Her birey kendince bir konuya odaklanmış çalışıyor. Hem de çok çalışıyordu. Ve bu tür ailelerin, şehirde maaşlı olarak kazanmaları mümkün olmayan gelirleri var.

Sadede gelirsek, tüm giderlerinizi köyde yaptığınız bir işle karşılamak kısa vadede mümkün değil. Ama iyi hesaplanmış bir sermeye ile en az 3-4 yıl kazancım olmayacak diyerek köye gelinirse ve hayat standardınızı düşürmeye razıysanız başarılabilir diye düşünüyorum.

Asoo Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön