Yıllardır süren kedi hasretimize son verme vakti gelmişti. Ama köyde kedi görmüyorduk ki. Ta ki Elveda Teyze ile Şakir Amcayı ziyarete gidene kadar.
Bu kibar komşularımızın bahçesine girince, boy boy, renk renk kedilerle karşılaştık.
Biraz gelişmiş olan bu sene yavrularından iki tane beğendik. Ama yakalamak ne mümkün. Keratalar yakalanmayınca Şakir Amca "Ben yakalar getiriveririm." dedi.
Dedi de, aradan günler geçti gelen yok. Her gün camide Şakir Amca'dan kedi raporu aldık, ama kedileri alamadık. Seksenini devirmiş iki ihtiyarın kedi yakalaması oldukça zordu. Köy kalabalık olmadığından yabanileşen kediler de, bizi görünce çil yavrusu gibi dağılıyorlardı.
Artık ümidi kestiğimiz bir gün, Elveda Teyze bir çuvalla kapımıza dayandı. Hemen evde hazırladığımız köşeye çuvalı götürdük. Fakat çuvaldan bir kedi çıktı. İlk taksitmiş. Üç gün sonra da diğeri geldi.
Bir hafta kadar evde köşe bucak saklanan kedicikler sonra yavaş yavaş eve alıştılar. Hepimizin gönlünde taht kurdular.
En garibi de "Kediye dokunamam, evde kedi istemem." türünde onlarca cümle kuran eşimdeki değişimdi. İstisnasız tüm yaramazlıklarını hoşgörüyle karşılaması, kendinden geçerek sevmesi, beni ve çocukları şaşkına çevirdi.
Alışmaları için on günlük ev hapsinden sonra şimdilerde bahçeye de çıkarıyoruz. Onları çok seviyoruz. Şuna bir bakın:
Karakedi.
Ve Kroki.