Geçen yıl ablamla birlikte heveslendik tarhana yaptık. Neyi doğru yaptığımızı bilmiyorum ama bizim yaptığımız tarhana bu yaşıma ( yaş 60) kadar yediğimiz tarhanaların en güzeli ve lezzetlisiydi. Belkide elimizin balı tarhanaya geçmiştir.
Eh madem elimizin balı yaptığımız yiyeceklere geçiyor seneye salça da yapalım diye niyet ettik. Ben sebzelerin ucuzlamasını pek umursamam. Şehrin göbeğinde en fazla ucuzlasa ne kadar ucuzlayacak ki. Ama ablam kendi deyimiyle "mezarcıdır" ölü fiyatına almaya çalışır istisnasız her şeyi.
Evvelsi gün her gün sokağımızdan geçen ve sebzelerini köylülerden aldığını iddia eden manavımızdan 18 kilo domates aldım. Sıcak suda kabuklarının kolay ayrılmasını sağladım. Güzelce rondodan çektim. Elekten geçirip çekirdeklerini ayırdım. Kabuklarını çekirdeklerini tarttım +- 14 kilo domates sosu çıktı. İçine tuzunu ekleyip güneşe koydum. Günde 1-2 kere karıştırdık.
Aneeey bu sabah bir baktım domatesin üzeri beeembeyaz olmuş. Gitti bizim salçalar deyip bilgisayarın başına koştum. Ağaçlar net üyeleri sağ olsunlar sorunun, aslında sorun olmadığının cevabını vermişler. Üzerini börtü böcek ve de toz girmesin diye iyiiiice kapatmıştık 2 katlı tülbentle. Tülbent sayısı bire düşürüldü. "Aman bi şey olmaz canııım herkes böyle yapıyor henüz salçadan mikrop kapıp ölen olmadı diyerek kendiciğimizi rahatlattık.
Ve tabii başka cevaplarda buldum ağaçlar net üyelerinin sayesinde galiba benim salçam "ekşi suyunu çıkarmadığım için ekşi bir salça" olacak. Şimdilik güneşleniyor nazlı nazlı. Bir kaç gün sonra tadına bakıp sonucu yazarım.
Belki elimizin balı salçamıza da akmıştır Kim bilir.

Saygılar.