View Single Post
Eski 09-03-2018, 14:09   #1615
kgursan
Ağaç Dostu.
 
Giriş Tarihi: 17-01-2009
Şehir: YALOVA
Mesajlar: 3,802
Sevgili arkadaşlar, ve Dumlupınar.
Sorular zor görünüyor, ben başka yoldan cevaplayacağım. Hem de genel bilgi olur.

Önce bir bitki türünü (Frezya, lale, gladiol, vs. ) anlamak için onun Doğalda yetiştiği Genmerkezi ni bilmek oradaki koşulları incelemek gerekir. Gen merkezi demek, o bitki türünün doğal olarak yayıldığı, ürediği, ve çoğaldığı bölgelerdir. örneğin Lalenin gen merkezi; Doğu anadolu, iran Türkistan dağlarıdır. Pek çok lale türü o bölgelerde doğal yayılış gösterir. Bu arada Anadolu dağları da binlerce (Sanırım 10 000) bitki türünün GEN merkezi dir. bunun nedeni İklim geçişlerinin yolu üzerinde olmasıdır.

Böyle zengin bir Gen merkezi de Güney Afrika dır. Özellikle soğanlı, yumrulu, Corm lu bitki türleri bakımından Güney Afrika zengin bir bölgedir. Frezya ve Gladiol de (Soğanımsı gövdeli-Korm lu) gen merkezi Güney Afrikadır. Yabani türleri burada yaygındır ve Avrupalı Seyyahlar Hindistana giderken yol üzerindeki bu ülkeden pek çok bitki türünü Avrupaya taşımış avrupada ISLAH ederek Kalıte ve güzelliklerini artırmış ve kültüre alarak bunları dünyaya satmışlar, ve satmaktadırlar. Ve bu işler 18. Yüz yıldan beri devam etmektedir.

Islah deyince, Bir bitki türünün iyi özelliklerini öne çıkarmaktır. Ana merkezde Genetik olarak " Doğal Seleksiyon" yapıldığı için hastalıklara mukavemet vardır. ama renk, boy vs. zayıf olabilir bunlar da doğadaki bitkilerden Sağlıklı genleri melezleme yöntemi ile kültür çeşitlerine aktarmakla sağlanır. Bu nedenle pek çok Avrupalı Anadolu dağlarında sadece bizim dağlarımızda olan bitki türlerini toplarlar, ülkelerine kaçırırlar ve onları orada melezleme de kullanırlar. İris germenica buna örnekdir.

Bu açıklamalardan sonra gelelim Frezya nın isteklerine: Frezya Güney Afrika iklim ve toprak koşullarına uygun yerlerde en iyi yetiştirilir. Fazla toprak seçiciliği yoktur, ama iklim "Nemli ve ILIMAN" olmalıdır. Yani Akdeniz, Ege, Marmara koşulları uygundur. Çiçek açma zamanında kesinlikle dondan zarar görür. önce çiçekler donar, daha sert donlarda bitki tamamen donar.
yetişme döneminde nemli,ve ılık bir ortam gerekir Çiçek tomurcuğu oluşabilmesi için sıcaklık 15 oC +- 5 oC olmalıdır. 16-17 oC dan yüksek sıcaklıklarda bol yaprak verir çiçek vermez, 10 oC dan aşağı sıcaklıklarda da çiçek tomurcuğu oluşturması zorlaşır.
Çiçeklenme sonrası soğanların( corm) sürgün verebilmeleri için 3 ay 25-30 oC da dinlenmeleri (Dormancy) gerekir. Yeterli dinlenmeden dikilen soğanlar sürmez, toprak içinde dinlenmelerine devam eder, ve soğanın üzerinde yeni bir soğan oluşturarak "Pupation" olur ve dinlenmeye girer.

İşte bu koşullar Türkiyedeb Ancak sahil kuşağında sağlanır. Sonbaharda (Ağustos, Eylül, Ekim ortası) dikilen soğanlar, yüksek yaz sıcakları gitmiş, toprak sıcaklığı azalmış olduğu için nemli toprakta su alır ve ince kökler verir (bu durum güney afrikada sonbahara, yağışların başladığı zaman) önce kın yaprakları, sonra gerçek yaprakları uzatır ve Kasıma doğru sıcaklık 15 oC cıvarına düşer ve Çiçek tomurcuğu oluşmaya başlar soğanın tepesinde. ve yapraklar onu korur. Yılbaşına -Ocak ayına doğru çiçek tomurcuğu uzamaya başlar. Çiçek sapı sıcaklık arttıkça uzar ve başaklar görülür. Bu dönemde Kesinlikle DON olayı olmamalıdır. Don dan korunmalıdır. Maert Nisan da çiçekler açıp geçer, toprak içinde soğan ve yavruları şişer irileşir, ve yapraklar sararmaya başlar ve yaz boyunca (Doğada toprakta) veya dışarıda havadar yerlerde soğanlar kurumaya terk edilir dinlenmesini tamamlayan soğanlar Eylül cıvarında nem bulunca tekrar yeni bitkiler verir.

şimdi hikaye bu, şimdi buradan soruların cevaplarını kendiniz çıkarınız. Kolay gelsin

kgursan Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön