View Single Post
Eski 14-09-2007, 10:13   #506
miskenacar
Yeni Üye
 
Giriş Tarihi: 07-09-2007
Şehir: izmir
Mesajlar: 17
Kırmadan, ürkütmeden ve de en önemlisi küstürmeden...

Son bir kaç yıldır ciddi bulduğum ve yararlı konuları temel alan sitelerde güzel bir gelişme yaşanıyor. Dil konusundaki - belki biraz da aşırı - titizlik.
Peki neden aşırı titiz oluverdik?

Televizyon, okuma yazma alışkanlığı hastalık haline gelmemiş olan yurdumuza erken geldi diye hayıflanırken birdenbire internet ve cep telefonu tsunamisi ile karşılaştık. Böylece mektup yazmayı da unuttuk. Bayram tebriği mi? O ne ki? Girersin bir siteye, şarkı sözü gibi bir sürü bayram, kandil, doğum günü vesaire kutlama mesajı. Gönderilecekler yerine de eklersin tüm dostlarının telefon numarasını: Tamam. Herkese aynı mesaj olmuş, ne gam, anımsadık ya.

On üç yaşındaki kızımın msn yazışmalarından, (esasında yazışma demek ne derece doğru, bir sürü şekil ve renk cümbüşü) bir şey anlamak olanaksız.

En son ne zaman kitap okuduğunu bilmeyen ve en son okuduğu kitabın adını dahi anımsamayan bir ulus haline geldik. Ve, agaclar.net gibi seviyeli paylaşım siteleri çok güzel bir hareketle yazışmalarda doğru Türkçe kullanmayı vazgeçilmez ön koşul haline getirdiler.

Ancak, benim şöyle bir önerim olacak: Ağaçları, doğayı ve de insanları, daha doğrusu tüm canlıları seven bir kardeşimiz bir şekilde bu siteye ulaşmış ve bir sorununu dile getirmiş. Daha ilk iletisi. Bir iki ufak tefek, eskilerin tapaj hatası dedikleri türden hata yapmış, örneğin noktadan sonra boşluk koymamış ya da ne bileyim noktadan sonra büyük harf tuşuna basmamış.
Bu arkadaşımız henüz konuk ve onlarca televizyonun yüzlerce aptalca dizilerinin esiri edildiği bir toplumun içinden geliyor. Çevresine duyarlı. Ya da burada daha duyarlı hale gelecek.
Ama o ne? Başlıyor bir bombardıman.
"Arkadaşım önce Türkçene dikkat et."
"Önce falan numaralı iletiyi bir oku istersen."
"İnan dediklerinden bir şey anlamadım."
"Böyle yazarsan inan sana kimse yanıt vermez."

Varsayalım ki ben biraz alınganım (aslında hangimiz değiliz) ve bahçeme bir tane mavi ladin dikecektim ama şimdi gücendim ve küstüm. Boş ver ladini, yazışmayı, bunlar çok elit insanlar, ben paşa paşa "kavak yelleri"ni seyredeyim. Arada da Yunanistan'daki orman yangınına üzülürüm vakit bulursam.

Benim önerim dil yanlışları ve imla hataları gibi eleştirilerimizi hemen iletinin altına değil de sözgelimi bu konu başlığı altında yapmamızın daha az kırıcı olacağı yönünde. Üzülerek belirteyim ki eleştiriye açık bir toplum olmaktan çoktan çıktık. Hemen savunmaya ve ardından da saldırıya geçiyoruz. Aslında sanırım çoğumuz böyle güzel forum ortamları sayesinde yeniden yazmaya başlamanın erincini yaşıyoruz.

Aklıma gelmişken, Türkçede fortmanto sözcüğü yok. Doğrusu portmanto. Hoş eğrisi de doğrusu da Türkçe değil ama artık dilimize girmiş bir kere. Aslı Fransızca, manto asılan yer, manto limanı gibi bir şey olmalı. Bir de vestiyer vardı, ona hiç girmeyelim, o da Fr. ve portmantonun şirketleşmiş hali.

Sürçü lisan ettiysem affola.
Sevgiyle kalın...


Düzenleyen miskenacar : 14-09-2007 saat 10:19 Neden: Fransızca kökenli bombardıman düzeltildi. Ah şu yabancı sözcükler.
miskenacar Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön