Ben de senin gibiydim Van'dayken arada Migros'a kaktüsler gelirdi tenezzül edip bakmazdım bile ne varmış diye.
Ta ki nevsune ablam (forumdan, çok uzun zamandır mesajını görmedim ) bana maviş çeliği ile beraber dört adet sukulent gönderene kadar. Kaktüs-sukulent maceram böyle başladı.
Ben her ne kadar kaktüs desem de sana işin içinde sukulentler de var ki dikensiz ve çok fantastik, bazıları su altı canlılarına benzeyen, mevsime göre renkten renge giren oldukça farklı bir dünya. Kaktüslerin de hepsi dikenli değil tabi ama onları sevince dikenlerine aldırış etmiyor insan.
İster saksıya ister oyuklu taşlara, ister kütüğe, çizmeye, çaydanlığa, tencereye dik o ilginç görüntüleriyle dünyasını zenginleştirirler insanın. Hayal gücüne kalmış, oyna oyna dur. Kopan yaprağı toprağın kokusunu alsa köklenir.
Titanopsisler, lithopslar, astrophytumlar, gymnocalyciumlar, crassulalar benim en çok sevdiklerimden.... Araştırdıkça yenileri de giriyor dünyama
Merak eder, ilgi duymaya başlarsan haberim olsun, senin için bir kargo çıkarırım
