|
Bahsedilen uzun sürede odunun tüketilmesi sobaya girecek havanın( oksijenin) ayarı. Bunu şömine satarkende uzun uzun anlatırlar. Mesele bu aygıtların alt tarafında olan hava girişini daraltmaktan ibarettir. Gece yatarken şömineye baldır kalınlığında bir meşe kütük atarım (havanın tepme yapma ihtimali olmamasına dikkat ederek tabii yani hava lodosa dönükse o zaman dikkat gerekir...) hava girişini de kapatırsam o kütük için için sabaha kadar zor yanar ama o yanışın eve fazlaca bir ısı faydası olmaz sağlanan şey ısı kaynağının sönmemiş olmasıdır. Kademeli yanma özelliği diye tarif edilen şey tenekeden yapılan şantiye sobalarında dahi mevcuttur, alttaki sağa sola giden küçük kapak o işi görmektedir.
Alev dolaştırma özelliği denilen husus da (şömine için yazarsam) üst tarafa (alevin aygıtın çıkış noktasından boruya hemen yönelmesini önleyici) bir siper ilave edilmesinden ibarettir. Odun alevi önce ona çarpar sonra geri döner böylece ısının direkt borudan çıkıp gitmesi önlenmiş olmaktadır ama gürül gürül yanan bir sobada bunu hissedemez bile insan.
Alevin görsel keyfine gelirsek ona diyecek bir şey yok bende çok severim ateşe bakmayı ama artık farkında değilim nedense ilk zamankiler kadar ateşin, ısının olması kafi geliyor.
Şömineli döküm kuzinelere de bakın diyeceğim birde onlarda alev izlemek de mümkün, alacağınız soba biraz pahalı gibi.
|