Bu ayçiçeği de tek başına çıkıp eğilip bükülmeden dimdik ayakta kalanlardan. Ama Bülent Ersoy misali kö
prünün altından çok sular geçmiş, çiçekleri geçmiş, tohumları yenmiş, iş hemen hemen bitmiş...
Ama ayçiçeğinin dibinde bir renklilik var sanki... Bu da geçen senenin dökülen tohumlarından kendiliğinden çıkan aster. Geç kalmış biraz ama...
Bunlarda bu sene 'kalıcı olduğu' söylendiği için ilk kez ekip-diktiğimiz ancak hala çiçeklenmeyen coreopsis - kız gözü çiçekleri. Önünde kendiliğinden kuru fasulye çıktı fasulyelerini topladık, yanında kendiliğinden 'cosmos' çıktı, çiçekleri oldu bitti bizimkinde daha tık yok. Acaba ilk yıl çiçeklenmiyorlar mı?
Bahçeye giriş yolunun sağ tarafı, dahliyalarla çevrildi. İlk dahliyanın boyuna bakar mısınız, neredeyse üç metre...
Bu da yolun diğer tarafı, katmerli, zahmetsiz, hoş kokulu, güzel görünüşlü, dayanıklı kadifeler...
Bu yolu seneye fırsat bulmalı da çim yapmalı aslında...