Yaşadıklarından şaşkın ve yorgun evinin kapısını açtı, odasına girdi, ışığı bile açmadan yatağın üstüne bıraktı kendini. Tüm detayları kara kedinin yeşil gözlerini, ağacın dokunuşunu hatırlamaya çalışıyor, ona söylenenleri unutmamak için sürekli kendi kendine tekrarlıyordu.
Sanki gerçek rüyaymış ya da rüya gerçekmiş gibiydi. Sanki ona açılan kapı uyursa kapanacak gibi bir kaygıya düştü.
-Kedi, yeşil, ağaç, evren, evren konuşuyor, ben, ece.. diyerek derin bir uykuya yenik düştü sonunda.
Gecenin ortasında tık tık sesiyle irkildi birden. Yatağından fırladı. Uyku sersemliğiyle hem neler olduğunu anlamaya çalışıyor hem de sesin geldiği yöne doğru sessizce yürüyordu.
Birden pencerenin önünde o bildik parlak bir çift yeşil gözü gördü Ece. Pencereyi açtı, br an şaşkınlıkla ne diyeceğini bilemedi. Sonra kendini toparladı ve tedirginlik içinde;
-Neredeydin bunca zaman, seni aradım ama kaybolmuştun, diye soru kara kediye.
Kara kedi pek oralı olmadı, acelesi var gibiydi.
- Hadi hemen hazırlan, ormanlar birliği seni bekliyor.
Şaşkınlığı bir kat daha arttı Ece'nin.
-Ormanlar birliği ne, nereye gidiyoruz, sabahı beklesek?
- Olmaz, kuralları bu, gece saat 3.00'te seni götüreceğime söz verdim. Hadi çabuk.
Ece daha fazla itiraz etmenin bir işe yaramayacağını düşünerek, merak içinde giyindi ve kara kedinin ardından bilinmedik ormana doğru yola çıktı.
********************************
valla nedir, nasıl oluyor, ne oluyor, ne olacak hiçbir fikrim yok benim
ormanlar birliği nereden çıktı diye sormayın
ancak bu kadar uydurabildim
