Aslında bir cihaza sahip olduğumda önce kullanma kılavuzunu okuyan; Seyahatten dönünce değil, seyahat öncesi araştırma yapan; önce bilgilenip sonra icraata geçen bir yapım vardır amma istisnaları da var tabii.
Şantiyenin bahçesinde hem formuna, hem bol çiçeklenmesine hem de kokusuna bayıldığım bir ıhlamur var. Bu ıhlamurdan üretme hevesine kapılıp birkaç dal kestim ve eve gittim. Çelikleyecektim bu dalları. Otoparktaki leylağın yanına parkettim arabamı. Ondan da birkaç dal kestim.
Evde oğluma çelikle üretimi anlatıp uygulama yaptırdım.
Çelikleri Balkona bırakıp bilgisayarın başına geçtim. Bir de baktım ki: Mine hanım "Ihlamur çelikle üretilemez." diyor. Hemen leylağı araştırdım. Çocuğun hevesi kaçsın istemiyordum. Allahtan leylak beni mahcub etmedi. dört adet çeliğimiz gayet keyifli.
Tabi ıhlamurdan da vazgeçmedim. Dip sürgünlerinden dört tane ayırıp fidan poşetlerine aldım. Biri zamanla kurudu. Birini Göynük'teki bahçem diktim. O da ya kurudu, ya da ot biçen köylülerin hışmına uğradı. Birini otoparkta bırakmıştım, birisi alıp gitmiş.(Umarım yaşatır.)
Geriye bir tane kaldı. 2016 sonbaharında yerinden edilen bu arkadaş kışı yapraksız geçirdi. Diğerleri baharla beraber yapraklanmışlardı, bunun yaprakları oluşurken kurudu. Bahar geçti, yaz geçiyor. Hareket yok. Ama dallar yeşilliğini, canlılığını koruyor.
Acaba bir başka bahara canlanır mı?
Yapraklarıyla fotosentez yapan bir bitkinin bu tür yeşil dalları da fotosentez yapıp besin üretir mi?