Bu sabah biraz tembellik yaptım, bahçe yerine balkondaki saksılarla oynadım. Lisilere çubuklar koyduğum halde sağa sola yatmalar yaptı, onları toparladım, sağlığım elverirse seneye daha derin dikim yapacağım.
Balkondaki saksıların bakımı yapılıp, balkon da yıkanınca salıncaklara oturup keyif çayı içmek çok güzel oluyor. Ama Oğuz bana"hacıyatmaz gibisin, bir kere otur da şu çayını sonuna kadar afiyetle içsen olmaz mı?" diyor. Esasında haklı da; tam çayımı içerken gözüme saksı içinde kurumuş bir yaprak çarpıyor, hemen kalkıp onu kopartıyorum, o an koparmazsam aklım takılıyor, içtiğim çayın da zevkini alamıyorum.
Bahçeye çıkmam saat onu buldu. Günün mesaisi 10.00-14.30 oldu.
Canım yemek de istemedi, bahçeden bir Williams bir de naşi armudu kopardım. Ama onlarla doymayacağımı anlayınca, bir salkım beyaz bir salkım siyah üzüm ve beş altı tane de erik ilave ettim yanına. Çalışırken bunları yemek çok hoşuma gidiyor.
Naşi armudu ufak tefek ama Williams'a göre daha sulu.
Üzümler hep güzel
Eriğin her türünü severim.
Williams ve Naşi