Aslında ne kadar çok benziyoruz, hepimiz dalımızdan kopup savrulduğumuzda/düştüğümüzde bir şekilde tutunup ayağa kalkmaya çalışıyoruz. Tomurcuk oluyor, çiçek açıyor, sonra soluyoruz ve çiçek açtığımız dönem (gençlik, güzellik) öyle kısa ki çabucak geçiveriyor.
Tüm güzelliğiyle açılmış çiçeği sevmek kolay, asıl mesele tomurcukları da solmuş çiçekleri de aynı iç titremesiyle sevebilmek...
Koca bir ömür 'çiçek' olarak geçmiyor ne de olsa, değil mi?
