Hatırlarım yıllar önce babam büyük bir hevesle bir ıhlamur fidanı almıştı. Yıllar geçtikçe fidan büyüdü, serpildi, genç bir ağaca dönüştü ama(en az 2-3 yıl önce çoktan çiçekler açmaya başlamış olması gerekmesine karşın) henüz tek bir çiçek bile vermemişti.
Haliyle babam buna çok üzülüyordu, onunla birlikte hepimiz ağacın gözünün içine bakıyorduk ama nafile...
Bir sabah bir baktım ki babam almış eline baltayı bir hışımla dosdoğru bizim ıhlamura gidiyor, homurdana homurdana...
Koştum peşinden 'dur baba yapma!' diye ama çoktan ağacın gövdesini eliyle kavramış ve baltayı da saplamak üzere havaya kaldırmıştı.
Yaklaşınca farkettim ki babam ağaçla -oldukça ciddi bir ses tonu ve tavırla- konuşuyor! Duyduğum kadarıyla ağaca dedi ki:
''Bak evlat bu sana son sözüm, yıllardır seni baş tacı yaptım, senden hiçbir şey esirgemedim. Tek şey istedim senden, yahu sen ıhlamur ağacısın çiçek açman lazım, bahçeyi mis kokutman lazım! Dediğim gibi bu sana son sözüm, bu sene çiçek açtın açtınn yok açmazsan sana söz seni dibinden kesip atacağım haberin olsun!!!''
O konuşmadan tam 5 gün sonra bizim ağaç (babamın ciddiyetinden şüphe edilecek gibi değildi) tek, bir tanecik evet evet sadece bir tanecik çiçek açtı

hepimizi gülmekten öldürdü desem yeridir..
O seneyi o tek (canını kurtarmak için ne kadar ıkındıysa artık) çiçekle geçirdi uyanık ıhlamur... Sonrasında sağolsun her sene çılgınca çiçekler açtı, hala da açar, kocaman ağaç oldu artık..
Tabii bu olaydan sonra çiçek açmayan ya da meyve vermeyen her bitki için babamı ve baltasını devreye soktuk durduk

ve her seferinde işe yaradı.
Sadece bir passiflora blöfümüzü gördü, ona da babam pabuç bırakmadı büyük kısmını kesti, kalan bitkiyi de yazlık evin önüne taşıdı. Yeni yerine geçince bitki baktı ki bu adamın şakası yok, hemen çiçek açmaya koyuldu

Çok uzun yazdım farkındayım ama bu anıları anlatmaktan aldığım hazzı farketmişsinizdir, kusuruma bakmayın...