Bir haftalık köy gezisinden sonra bitkilerimin son hallerini paylaşmak istiyorum.
Parfüm kokulu yılbaşı sarmaşığım, geçen yıl tohumdan yetiştirdim. Bu yıl saksıyı büyütünce coştu.
Sellukayı geçen yıl büyük ümitlerle güney balkona almıştım ama cehennem sıcağını sevmedi, erkenden tomurcuklandı ama ani bastıran kavurucu sıcaklarda hepsini döktü, sonra da tek tük ölgün çiçekler açtı, tohumsa hiç vermedi. Selluka sıcağı seviyor ama saksıda değil, bahçede kökleri serin toprağın derinliklerine doğru inerken üst aksam güneşe doğru gitmek istiyor.
Bu sene tekrar doğu balkona alındı. Hem burası arıların da uğrak mekânı, tohum da tutar diye bekliyorum.
Sayın
telatodan gelen ve üçüncü senesinde olan tek glayölüm. Üç yıldır hep çiçekli. Bu sene yavru da vermiş kenarından bir sevindim ki sormayın.
Sarmaşık ful arap yaseminim mis kokulu çiçeklerini açmaya devam ediyor. Çiçeğinin kokusu çalı formlu olana göre daha yumuşak. Ancak kötü tarafı her ikisinin de çiçek ömrü kısa. Yere dökülen çiçekleri kokmaya devam ediyor, ben de toplayıp mutfağa getiriyorum orada kokluyorum.
Çalı formlu ful yaseminim, bu sene budamadım, her sürgün başından ikili üçlü tomurcuklar veriyor. Ancak gelişimi zayıf kaldı çünkü fırtınalarda kuytuya çekmedim, rüzgârlar çok hasar verdi.
