View Single Post
Eski 12-05-2017, 10:19   #9
Baobab
Ağaç Dostu
 
Baobab's Avatar
 
Giriş Tarihi: 23-06-2008
Şehir: ankara
Mesajlar: 361
Değerli arkadaşlar ben de uzun süredir bahçeli bir evde sebze ve tavuk yetiştirmek istiyordum. Bir süre sonra bahçeli bir ev taşınınca, yaptığım ilk işlerden biri de demonte bir kümes siparişi vermek oldu. (resim 1)

Son derece şirin bir kümes, ancak, şimdi olsa tuğladan bir kümes yapmayı tercih ederdim. Ankara gibi kışları soğuk geçen bir yerde bu ahşap kümese bayağı izolasyon yapmam gerekecek sanırım. Ayrıca, kapalı kısmı olan 2. Kattaki bölme de 6 tavuk için çok küçük kalıyor. Fiyatı da oldukça pahalıya geliyor tuğladan küçük bir kümes yapmaya kıyasla.

Kümesi sipariş edip monte etmeye başlarken, yurt dışından, tavuk yetiştiriciliği ile ilgili bazı kitaplar sipariş ettim. Özellikle şu resimdekinden çok faydalandığımı söyleyebilirim. (resim 2) Benimkisi gibi küçük bir bahçede az sayıda tavuk besleyecek olanlar için bir çok pratik bilgi mevcut içinde.

Daha sonra, bulunduğum semtte, gene kendi bahçesinde tavuk yetiştirip satan bir adam buldum ve ondan 2 tane cüce koşin süs tavuğu ile gene cüce koşin bir tane horoz aldım. Ardından suluklarını, yemliklerini, 25 kilo kadar buğday-yumurta yemi aldım, veterinere uğrayıp sularına karıştırmak için vitamin-mineral karışımı ve zaman zaman kafeslerini-tavukları dezenfekte etmek için ilaç aldım.

Ardından demonte kümesin montajını tamamladım, ailecek yeni evlerine taşındılar. (resim 3) İnanılmaz şirin hayvanlardı. Bu arada onlara baktıkça öğrendim ki, horoz olmak gayet zor ve sorumluluk isteyen bir iş. Kafese yem attığımda, horoz ilk önce tavuklara yedirip sonra kendisi yiyordu. Ayrıca, ne zaman kafese kedi köpek yanaşsa, kendisini hemen öne atıyor, haremini savunmaya geçiyordu. Yumurta verimleri çok değildi genellikle. Tavuklar 2-3 günde bir kez küçücük bir yumurta veriyorlardı.

Ancak, bir süre sonra benim horoz oldukça erken ötmeye başladı. Komşular rahatsız olup bir şey söylemeseler de, her sabah saat 5’te horoz sesiyle uyanmaktan sıkılınca, 2 tavuk ve 1 horozdan oluşan aileyi gene aynı semtte oturan birisine satıp o para ile 5 tane lohman cinsi tavuk aldım. (resim 4).

Resimlerden göreceğiniz üzere, ilk aldığım 3 tane cüce koşin, ahşap kümesin kendi küçük bahçesinde yaşayıp, üst kattaki kapalı bölmede de istirahate çekilmekteydiler. Ancak, her ne kadar bu kümesin ilanında “10 tavukluk” diye yazmaktaysa da, lohman cinsi 5 tane iri tavuk gelince anladım ki bu küçük bahçeli ahşap kümes normal tavuklara çok küçük geliyor. Bunun üzerine apar topar bahçede 16m2’lik bir alanı panel çitle çevirip, ahşap kümesi ve tavukları buraya taşıdım. Ayrıca üstelerine tel gerdim. Tam her şey yolunda derken bir de baktım ki içeride kediler fink atıyor. Panel çitin tel aralıkları kedilerin geçebileceği kadar büyükmüş. bunun üzerine gidip bir top kümes teli aldım, bütün panel çitin etrafını ayrıca bir de kümes teli ile kapattım. Sanırım, eğer en başta sadece birkaç sopa dikip etrafını kümes teli ile çevirseydim, çok daha ucuza mal olacaktı. Üstelik, bu 16 m2’lik alanda yağmur yağdığında her yer çamur olduğundan ve bu durumda 5 tane tavuğum pek kaçacak yer bulamadığından, bu sefer de bu alanın çatısını yapıp yağmurdan kardan ıslanmalarını önlemek gibi bir durum ortaya çıktı. her ne kadar üstlerinde 1 metre eninde idareten küçük bir çatı varsa da, yağmur yağınca kesinlikle yeterli gelmiyor. (bakın böyle böyle bahçeye yeni bir ev inşa etmeye doğru ilerliyorum. Tavuk beslemenin bir faydası daha!

Bugünlerde fiyat araştırması yapıyorum, muhtemelen bütün çatıyı eternit ile kapattıracağım.

Ancak, tavuk maceram bu 5 lohman tavukla da sona ermedi. Bir süre sonra, maalesef bu yeni tavuk seçimimin de yanlış olduğunu fark ettim. Adeta nazi kampından kurtulmuş gibiydiler. Gagalarının üst kısımları kesik, yürüyemeyen, pek canlılık emaresi göstermeyen, yumuşak bir şeyler yemeye alıştıklarından buğday mısır gibi sert yiyecekleri yiyemeyen ve en kötüsü de yumurtlamayan tavuklardı bunlar.

Bu durum karşısında tekrar bütün lohmanları bir kutuya koyup, bana satan adama götürdüm ve paramı geri aldım.

Tam şimdi ne yapacağım diye düşünürken, bir arkadaşım, “tavukçuluk araştırma enstitüsü” diye bir yer olduğunu (Ankara), orada aşılı sertifikalı tavuklar satıldığını söyledi. Ben de bu sefer oraya gidip 7-8 aylık 6 tane plymouth rock cinsi tavuk aldım. Şimdi onlara bakmakla meşgulüm ve çok memnunum. (resim 5). 6 tavuktan günde 4 tane yumurta alıyorum ve ayrıca son derece cana yakın tavuklar. Adeta arkadaş gibi olduk.

İlginç bir şekilde, tavuk arkadaşlarım mutfaktaki artıkları, soğan, elma kabuklarını vs “yüksek kaliteli” diye satılan buğday ve yumurta yeminden çok daha fazla seviyorlar. Hatta bahçede topladığım yabani otlara bile daha fazla bayılıyorlar. Ben de o yüzden bu hazır yumurta yemi işinden vazgeçmeyi planlıyorum elimdekiler bitince. Zaten mutfak artıkları vs yetip de artıyor bile.

Bu arada sürekli tavuklarla ve bahçe ile ilgilenmenin, karşılığında dünyanın en taze ve protein değeri yüksek yumurtalarını yemenin verdiği mutluluk çok fazla. Bahçesi olan bütün arkadaşlara tavsiye ediyorum.

Selam ve sevgiler.

Eklenen Resimler
     
Baobab Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön