Sevgili dongyul, güzel sözleriniz için çok teşekkür ederim.

Bildiğim kadarıyla iki tane Arbat var biri kasaba diğeri ise köy diye geçiyor ama telefonda uçak seslerini duyduğunuzu söylediğinize göre tahminimce köy olan Arbat'ta arkadaşınız ve eğer öyle ise bir birimize çok yakınız aramızda 1 km bile yok diyebilirim. Burada bile forumdan güzel arkadaşlar bulmak beni çok mutlu etti.

Arkadaşınız haklı burası patates cenneti ama onun dışında salatalık, domates, patlıcan, biber gibi sebzelerde çok fazla hele ki domatesin tadı bizim İstanbul'dakilerin eline su bile dökemez desem yeridir. Bunların dışında bir çok yeşillik türüde mevcuttur (maydanoz, dereotu, tere, taze soğan, turp v.s.) ama yine İstanbul'dakiler daha doğal ve güzel tatları var bence. Örneğin İstanbul'daki maydanozların neredeyse hepsi dev gibidir orada satılan bir demet maydanoz buranın iki demetine eşit ve sanki daha bir köpe yemesi daha güzel, burada hormonlar, GDO lar daha az olduğu için bu sonucu çıkarttım.
Bitki örtüsü biraz fakir evet doğru, ama en azından bağı, bahçesi olan ve ya apartmanın önünde bir avuç toprak alanı olan her yerde meyve ağaçları vardır genelde. Elma sevmeyen ben bile burada elma delisi oldum

tek katlı bahçeli evimizin bahçesinde badem, kayısı, şeftali, kiraz, ayva, mürdüm eriği, kızılcık, nar, elma gibi farklı türlerden meyve ağaçlarımız var tabii bunların hepsini zamanında minicik fidanlar olarak biz diktik hepsi benim el emeğim göz nurumdur, hepsinin yeri ayrıdır. Onca ağacın dışında ne yazık ki burada kalıcı bahçe çiçeği olarak kullanılacak türler çok çok kısıtlı kış ayları buna izin vermiyor. Çiçek türlerinden lale, sümbül, nergis, gül, kasımpatı ve mevsimlik çiçeklerle evimizin ön bahçesini güzelleştirmeye çalışıyorum ama bu zor oluyor her sene onca tohumla uğraşmak zaman darlığımdan dolayı beni yoruyor ama yinede vaz geçemiyor, elimden geldiğince her sene yapmaya çalışıyorum. Bunların dışında zaten sayısız saksı bitkilerim var nisanda hemen hepsi bahçede uygun yerlerini alıyorlar ve göze çok hoş görünüyor sadece benim en büyük sıkıntım kış. Kışı İstanbul'daykene sevmezdim buraya geldiğimden beri ise tahammül edememeye başladım.
İleride tek bir hayalim var oda kendime ait gül serası sahibi olmak, eğer bir gün bu hayalime kavuşabilirsem saksı bitkilerimde bende şikayetsiz ve en önemlisi mutlu bir şekilde yaşar gideriz.
Biraz uzun bir yazı oldu ama sizler gibi dostlarla sohbet etmek çok güzeldi. Beni dinleyip uzun yazımı okuduğunuz içinde ayrıca teşekkür ederim.
