Bir gün insan virgülü kaybetti.
Cümlelerden korkar oldu ve anlatımları basitleşti.
Cümleleri basitleşince düşünceleri de basitleşti.
Bir başka gün ünlem işaretini kaybetti.
Alçak bir sesle ve sesinin tonunu değiştirmeden konuşmaya başladı. Artık ne bir şeye kızıyor ne de bir şeye seviniyordu.
Üstelik hiçbir şey onda en ufak bir heyecan dahi uyandırmıyordu.
Bir süre sonra soru işaretini kaybetti.
Soru sormaz, sorgulamaz oldu.
Hiçbir şey, ama hiçbir şey onu artık ilgilendirmiyordu.
Ne kainat ne dünya ne de kendisi umurundaydı.
Birkaç sene sonra iki nokta işaretini kaybetti.
Davranış ve nedenlerini başkalarına açıklamaktan vazgeçti.
Ömrünün sonuna doğru elinde yalnız tırnak işareti kalmıştı. Kendisine ait tek bir düşünce bile yoktu.
Yalnız başkalarının düşüncelerini tekrarlayıp duruyordu.
Yaşamının sonuna geldiğinde...
düşünmeyi de, okumayı da unutmuştu artık.
*** Kanevski'den Alıntıdır.***
Sitedeki doğa sevgisi kadar dilimizin sevilmesi, sahiplenilmesi, özenle kullanılması ne kadar sevindirdi beni bilseniz. Dilimiz ses bayrağımız bizim. Sahiplenmezsek dilimizden gayrı bir çok bizim olan değerlerimizi de yitireceğiz.
Noktamızı, virgülümüzü, soru işaretlerimizi de hiç yitirmeyelim.Düşünmeyi, okumayı unutan insanlar en kolay tutsak olan , sömürülenlerdir.
Sevgi ile selamlıyorum Türkçe Sevdalılarını...
Düzenleyen kırçiçekleri : 07-09-2007 saat 13:40
Neden: Alntı yazısının Yazarını belirtmek için.
|