YeniGinecim çok teşekkür ederim. Kalonşolar burada bütün kışı balkonda geçirdiler. İklim müsait olunca aşırı hassaslar hariç hepsi balkonda kışlıyorlar.
Gelelim mevsim güzellerinin en güzeline ve en güzel kokanına: Frezyalara.
Hikâyelerini geçmiş sayfalarda anlatmıştım. Sayın
Dumlupınar, sayın
kgursan'dan gelen ve benim geçen yıllardan kalan soğan ve tohumları diktim, ektim.
Tohumlar bir acaib şekilde çimlenip çimlenip kurudular, çok azı hayatta kaldı.
Özellikle sayın Dumlupınar'ın gönderdiği tohumlara gözüm gibi bakmıştım, şimdi hayatta kalanları hazirana çıkarıp soğandan çoğaltma telaşındayım.
60 adet gönderdiği soğanların durumları iyi, çiçekleniyorlar, yalnız hangi saksıdalar unuttuğum için "şu saksı" diyemiyorum ama iri soğanları diktiğim üç saksının da durumu şu an gayet iyi. Geçen yıl frezyalarımı kızartıp sonra da kurutan hastalık olmadı bu yıl -bir iki soğan dışında-.
İşte birer birer açmaya başlayan frezyalarımdan şimdilik iki kare
Bunlar da zengarden'dan aldığım lâlelerden ilki.
Bunlar da yine zengarden'da
Türkistan lâlesi diye satılan ve isminin hürmetine almadan edemeyeceğim botanik lâleler. Bir tanesi açmış ben yokken, solmuşuna yetiştim, diğerleri açarsa onların fotoğrafını eklerim.
Bu da yine bizim oralarda yetişen ve bende dağdan sökülmüş orjinali de bulunan ters lalecikler.
