Yılbaşıgiller, ne kadar uğraşsam bu çiçeğin güzelliğini hak ettiği şekilde fotoğraflayamıyorum.
Sarı çiçekli kalonşom, yazın epey badirelerden geçti, kalonchoe'giller. Kurudu, bitlendi derken sonbahar imdadımıza yetişti de büyümeye başladılar. Bu sarı kalonşonun tomurcuklarını bitler sarmıştı, bir daha tomurcuk yapmaz bu sene diyerekten bütün tomurcukları koparmıştım ama beni şaşırtan bir hızda yeni ve sağlıklı tomurcuklar çıktı. Bu benim en sevdiğim kalonşom
Gelelim "yaban saksımıza" içindekilerin tamamı doğal ortamdan. Otlar, soğanlılar... Soğanlıları halamın (bu çiçek sevmeyen halam) elinden son anda kurtardım, atacakmış saksılarıyla beraber. Bazılarını atmış da çöplüğün* içinde aradık beraber bulamadık, belediye götürmüş. Gittikleri yerde yeşersinler bari diye dua ettim.
Elinde kalanları da o ağacın altında, bu kasanın içinde tek tek topladık. Bi'güzel de tembihledim, eline geçerse bir daha atma, bir kenarda beklesin ben gelince alırım.
Soğanlardan sümbül ve ters laleyi tanıdım, birkaçı da laleydi sanırım, inşallah sarı ters lale de çıkar. Epey soğan bulduk. Ama üçte ikisinin ne olduğundan emin değilim.
Bazıları çıkmaya başladı.
* "Çöplüğün içinde aradık" deyince "aman pasaklı kadın" diye düşünmeyin lütfen. Valla elimizi hiç bi'şeye sürmedik, halam saksılarıyla attığı için kürekle poşetleri yana çektik, iyice baktık ama saksıları göremedik.