View Single Post
Eski 14-12-2016, 18:47   #1053
Taşlıbahçe
Ağaç Dostu
 
Taşlıbahçe's Avatar
 
Giriş Tarihi: 03-04-2006
Şehir: Çanakkale
Mesajlar: 710
Alıntı:
Orijinal Mesaj Sahibi dongyul Mesajı Göster
Sayın Saleri; Japonya'da olsun genel olarak uzak doğuda toprak yapısı çok fazla kumul rüzgarla yağmurla birlikte toprak aşınıp gidiyor.

Videolarda görmüşsünüzdür zaten her zaman siyah malç naylonu kullanıyorlar bunun amacı çok fazla yağış olduğu için yabancı ot çıkımını engellemek ayrıca yağmurlarla topraktaki mineralin topraktan kaçıp gitmesini engellemek ayrıca diğer nedeni de fazla sıcaklarda topraktaki su buharının kaçıp gitmesini engellemek...

Şimdi gelelim sizin sorunuza tohumlar kumul toprakta rüzgar ve yağmurla birlikte yüzeyde kalmasını engellemek için toprağı sıkıştırıyor...

Bu uygulamayı bizim topraklarda yapacak olursak tohum sıkışıp kalır çıkım düzeyleri çok düşük olur...


Bu japonlardan tarım konusunda bilgi öğreneceksek yapmamız gereken bize yararlı olanları almak geri kalanını bırakmak... Aslında aldığımız bilgileride geliştirmek ve kendi topraklarımızda uygulamak olması gerekir.


"Bu japonlardan tarım konusunda bilgi öğreneceksek yapmamız gereken bize yararlı olanları almak geri kalanını bırakmak... Aslında aldığımız bilgileride geliştirmek ve kendi topraklarımızda uygulamak olması gerekir."

Doğru söze ne hacet. Tabii ki yalnızca Japonlar'la ilgili değil ama söz oradan açılmışken: Masanobu Fuku Oka. Büyük üstad, pirim desem yeridir, tam olarak izinden gittiğim için değil, gitmek istediğim için.

2004 yılında arkadaşım bize elinde beş on sayfa bir yazıyla gelip yeni çevirdiği kitaptan bahsetti. Kitabın ismi "Ekin Sapı Devrimi" veya "Tek Saplık Devrim" olacakmış. Fuku Oka'nın felsefesi ve öğretisiymiş. İlk bölümü çevirdim deyip bıraktı. Okumaya başladıkça içim açıldı, içimde kapılar, pencereler açıldı.

Çevirdikçe getirdi, getirdikçe okudum. Aradan zaman geçti, 2 yıl sonra kitap basıldı (sonra ikinci kitap da basıldı "Doğal Tarımın Felsefesi"). Kitabın basılmasından sonra olan oldu. Anadolu topraklarında olduklarını unutan pek çok kişi orada anlatılanları harfiyen uygulamaya çalıştı. Sonra şöyle şeyler duydum sağda solda: Fuku Oka olmuyo!

Fuku Oka'nın felsefesi tüm insanlar ve dünyanın her yeri için geçerli, kesinlikle böyle ama geliştirdiği yöntemin "detayları" büyük ölçüde yaşadığı yerle ilgiliydi. Muson yağmurlarıyla sulanan bir adada geliştirilen yöntemlerin zaman dizgisi de oraya göreydi. O sazdan şapkasıyla yağmurdan korunurken damla susuz bir yazda şapkasıyla güneşten korunan adam aynı yöntemleri uyguladı, uyguladılar. Sonra da "Fuku Oka olmuyo!"

Tabii ki yöntemin detayları bölgeye, iklime, toprak yapısına uyarlanırsa, bunu yapabilecek yeteneğe, öngörüye, bilgiye sahip isek "Fuku Oka oluyor" diyebiliriz.

Fuku Oka'nın olmamasından bir süre sonra da daha başka ve daha çok, çok daha çok kişi bu kez "permakültür"e koştu, öğrendi, uyguladı ve "permakültür olmuyo!" dedi. Bu kader değilse nedir? Biliyorum kader değil ama nedir?

Permakültür ne bir din, ne bir mezhep... İncelendiğinde öğeleri ilişkilendirmeye dayalı, mantıklı bir bilgi örüntüsü olduğu açık. Tabii ki bir kutsal kitap değil ve tüm koşullara hazır bir cevabı yok. Ama, problem çözmeye yönelik bir formülü var.

Örnekler çoğaltılabilir. Ne diyordum, evet, doğru söylemişsin diyordum

Sevgiler...

Taşlıbahçe Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön