Laf sümbülteberden açılmışken buradan devam edelim istedim.
Havalar serinledikten sonra sümbülteber saksısında son bir çiçek sapı daha gelişti. Bundaki tomurcuklar serin havanın etkisiyle kurumadan bir güzel açıyorlardı.
Akşamları da çiçek sayısına paralel müthiş bir koku balkonu sarıyordu. Bu çiçeği de geçsin artık suyunu keseyim uyutayım diyordum ki çiçek ağırlığını taşıyamayan sap kırılmış. Bana da kesip bardağa koymak kaldı.
Mutfak ve tüm koridor akşam sanki parfüm sıkılmış gibi mis gibi koktu. Sabah koku kesildi, akşamı iple çekiyorum aynı kokuyu içime çekmek için.
Ne büyük mucize, kara topraktan, minicik bir çekirdekten çıkan koca koca bitkilerden böyle güzel kokular salınması.
Yalınkat ve pembe sümbülteberler.
Yalınkat aynı saksıda ikinci tomurcuk sapını sürüyor.
