View Single Post
Eski 01-09-2007, 10:39   #8
mcege
Ağaç Dostu
 
mcege's Avatar
 
Giriş Tarihi: 18-08-2007
Şehir: izmir
Mesajlar: 112
Evet Ben yine geldim.!
Gülbahçe'ye biraz daha devam edelim.

Şu anda pekçok İzmir'li ve hatta Gülbahçe'lilerin bile pek bilmediği antik bir kaplıcası vardır.Burası şu anda İYTÜ için yapılaşmaya ayrılmış ve tel örgü ile çevrilmiş arazinin içinde kalıyor ve kullanım dışıdır.

Bu köydeki yerli halk daha çok kendi içlerine kapanık, ayabncılara mesafeli ama hiçbir ard niyet taşımayan insanlardır.Şööyle bir gideyim deniz kenarında bir balık yiyeyim derseniz vazgeçin.Çünkü böyle bir işletme ve işletme kurabilecek ortamı yok bu köyün.

Şimdi yola devam.

Kaynarpınar

Gülbahçe'yi az geçince,hatta birleşik bile sayılabilir Kaynarpınar'a geliyorsunuz.Burası çok fazla incelemediğim biryer.Nedeni ise incelenecek çok fazla birşey yok.Eskiden beri oturulan bir köy değil.Osmanlı zamanında verilen Padişah tapularının sorunları halen devam eden,pekçok imar sorunu bulunan,sadece yazlıkçıların ve yazlıkların bulunduğu bir mevkiidir.Bu mevkiideki yapıların % 70 inde imar ile ilgili sorunlar bulunmaktadır.Tarım içi uygun arazisi çok azdır.Sadece Kocadağ üzerinden Barbaros köyü'ne bağlanan ve kışın akan bir derenin oluşturduğu vadi ve çevresinde biraz mandalin,biraz,zeytin ve sebzecilik yapılmaktadır.Buradaki tarım arazileri Barbaros ve Gülbahçe köylüleri tarafından işleniyor.

Balıklıova

Neyse yola devam.Kaynarpınar'dan ortalama 15 km sonra Balıklıova'ya geliyoruz.
Balıklıova adını okuyunca "haah işte balığın bol olduğu yer" diye düşünmeyesiniz sakın.Eskiden bu yörede var olan iki dere aynı yerden denize kavuşurmuş ve deniz, o azmaktan( derelerin denizle buluştuğu nokta) içeriye ekili tarım arazilerine dolarmış yılın belli zamanlarında.(Venedik gibi)Daha sonra deniz geriye çekilince bütün tarım arazisi balıklarla dolu olarak kalırmış ve herkes tarlalarından balık hasatı yaparmış.)))

Bu hikayeyi bize Kösedere Köyündeki bir ihtiyar anlatmıştı.Ancak bu hikayeyi Balıklıova'nın yerlileri pek anlatmazlar.Nedeni ise, Balıklıova şu anda tarım ve balıkçılıktan daha çok yerli turistlere hizmet sektöründen para kazanıyor.Balık lokantaları oldukça fazladır.Her zaman taze ve çeşitli balıklar bulabilirsiniz. Ancak bu lokantalardaki balıkların %60'ı İzmir'deki balık halinden gelir.Bilmem anlatabildim mi?

Balıklıova'nın kuruluş hikayesi de ilginçtir.Eski zamanda Barbaros ve şimdiki Balıklıova köylerinin arasında bir köy varmış.Bu köyün çok gelişmiş tarım konusunda ve büyük bir ticaret merkezi olmaya başlamışken köye gelen pekçok yabancı insan ve hayvanlardan dolayı bir hastalık çıkmış ortaya.Kısa sürede bu köyün insan ve hayvan nüfusu yok olurcasına azalmış.Ve bu köyden bir aile göç kararı alıp şimdiki Balıklıova'nın bulunduğu yerdeki bir çobanın yanına gitmiş.

Gel zaman git zaman aileler birbirine kız alıp kız vermişler ve nüfus yeniden çoğalmaya başlamış.Şu anda Balıklıova'nın yerli nüfusunun % 70'i akrabadır.Son 20 yılda yazlıkçı yoğunluğu oldukça artmıştır.Ancak İzmir'e olan yakınlığı (60 km.), köylü nüfusun ticarete olan yatkınlığı, hem tarım hem de yerli turizm konusunda yaz kış hayli hareketli bir köydür.Özellikle İzmir-Karaburun yolu bu köyün tam ortasından geçtiği için ticari faaliyetler çok yoğun bir şekilde köy merkezinde toplanmıştır.Ortalama 2000 m2 lik bir alan içinde yapılaşma,araç ve insan yoğunluğu m2'ye 3 kişi gibidir.Ancak o merkezden hemen 30 metre arkası hayalet bir tarım yerleşimi gibidir.Enginar,zeytin,zeytinyağı köyün tarım ürünlerinde ağırlılı olarak yer tutar.Balıklıova idari yönden Urla'ya bağlıdır.Peki buralardan arsa veya arazi alınabilir mi?

İşte onu bir sonraki mesajımda anlatacağım ve Balıklıova ile ilgili anlatacak birkaç önemli şey daha var onları da bir dahaki mesajıma bırakıyorum.
Hepiniz hoşçakalın.Tabii şimdilik.

mcege Çevrimdışı   Alıntı Yaparak Cevapla Başa Dön