Bu gibi durumlarda kızmaktan, tepki vermekten başka daha ne yapılır. İnsan olsa ilk uyarmada utanır, kızarır, tövbe eder. Kapıya getirdiğine üzülür, kendisinin kendisine yaptığı bir saygısızlık addeder.
Aklıma benim yaptığım bir çirkeflik geldi. Baktığım sokak köpeklerinden bir tanesi bizim yan binanın kapısının önüne yatmış, hayvancağız sıcaktan korunmak için.
Kapıcı denilen yaratık elindeki kürek sapıyla hayvancığıza öyle bir vurmuş ki ciyaklaması bizim evden duyuldu. Koşa koşa çıktım. Elinde hala kürek sapı olan kapıcıya epey kızdım. Bakma kapıcı dediğime itibarları ev sahiplerinden fazla

parmaklarında oynatıyorlar milleti. Lütfedip çalışırlardı.
Neyse o hayvancağıza yaptığından sonra öyle sinirlendim öyle sinirlendim ki o zamana kadar dikkat eden ben elime geçen bütün sulu çöpleri çöp poşetine doldurdum. Bağladım poşeti altına da birkaç bıçak darbesiyle delikler açtım. Çöp saatinden çok önce de çöpü çıkarıp koydum kapının önüne. O sular akmış akmış, sarı sarı, kurumuş kahverengi olmuş. Sabah kapıcı bir surat kapıya geldi. Ben mutfaktayım eşim kapıyı açtı. Derdini ona anlattı eşim bana seslendi, ben avazım çıktığı kadar "işi ne temizlesin, biz o parayı boşuna mı ödüyoruz. Yan gelip yatacağına işe yarasın biraz" Eşim o durumda bana arka çıkmak durumunda kaldı. Adam sesini çıkaramadı, kös kös gitti yöneticiye şikayet etmiş, yönetici de kızmış senin işin bu ben mi temizleyeceğim diye.
Bu olaydan sonra da abartmamak kaydıyla rahatlığına çomak sokup durdum, kapıcıların şikayet ettikleri her şeyi yaptım.

Hiç pişman değilim beter olsun.