Sayın gunes tor, size demiştim ya " çimin mi var derdin var" kulübüne hoş geldiniz diye, işte dertler böyle başlar, kimi zaman sizi üzer-yorar ama bir de çıplak ayaklarınızla kadife gibi zümrüt yeşili çim üzerinde yürüdükçe duyduğunuz haz da sizi çok mutlu eder.
Bildiğim ve bahçemde yaptıklarımı sizinle paylaşayım.
Ben çimlerime sonbaharda 3 x 20 (20.20.20) atıyorum. Uzun sürede çözülen bir gübre diye biliyorum bu yüzden bütün kış yağmur ve kar ile yavaş yavaş bitkiye yarar verir.
Mart sonu nisan başı da kullandığım gübre 3 x 15 (15.15.15)
Çim sık sık biçildiği için ara gübresi de verirseniz iyi olur, bitkinin Azot -Fosfor ve Potasyum + Magnezyuma ihtiyacı vardır.
Gübreyi ya akşam üzeri ya da sabah erken saatlerde ve bitkinin kuru olduğu zamanda vermeniz gerekir, akabinde iyi bir sulama yapmalısınız.
Bitkinizde hastalık varsa bu hastalığı gidermeden gübre vermeyin.
Ben solucan gübresi kullanmadım, bir fikrim yok.
Çimlerime de senede bir defa aeratör çekerek (bence çimde en zor iş) havalandırma yapıyorum. Çimin tabanındaki ölü bitkileri, yosunlanma varsa onları temizliyor ve bitkinin köklerinin daha rahat hava almasını sağlıyorum.
Eğer çimi yeni ekmişseniz aeratörü çekmeyin, kökleri oynatırsınız yok çiminiz birkaç senelik ise çekmekte fayda vardır. Yine de köklerin oynadığını düşünürseniz hafifçe silindirlemekte fayda vardır.
Fotoğraflarınızda çimi havalandırmak için 5cm genişliğinde delikler açtığınızı gördüm. Ben topraktan böyle parçacıklar çıkarmıyor zaman zaman dirgen ile delikler açıyorum böylelikle suyun daha iyi toprağa geçmesini sağlıyoruz.
Sizin yaptığınızın daha genişini yabancı bir çim dergisinde okumuştum ancak onlar bu deliklere dere kumu dolduruyorlar böylece kumun geçirgenliğinden faydalanarak toprağı daha nemli tuttuklarını yazıyorlardı.
|