Ah sevgili Sûz-i Dilârâ, sizin yaşadığınız durum benden kat kat daha rahatsız ediciymiş, içimden geçirdiklerimi buraya yazamıyorum bu konuda ama eminim az-çok tahmin edebiliyorsunuzdur...
Ben bir gece yarısı operasyonuyla o komşunun duvarının dibine diktim sarmaşığı, yine gece yarılarında gidip suluyorum gizlice
Öyle ah geçmiş ki içimden, o lobu benden esirgedikten sonra kısa süre içinde bütün çiçekleri adeta yanmış gibi öldü gitti, içten içe sevinçle -ki bu hissi yaşamış olmaktan da rahatsız oldum ama elimde değildi sevinmemek- ellerinin boş kalışını seyrettim. Birçok kez karşısına geçip içimdekileri söylemek istedim ama zor da olsa kendimi durdurdum.
Hala içimde yaradır o tavrı ve muhtemelen çok yıllar geçse de onu hiç unutmayacağım, hep tiksintiyle anacağım kendisini...