Alıntı:
Orijinal Mesaj Sahibi Sûz-i Dilârâ
Yanlarında veya birkaç adım ötelerinde dünya kadar yavru laleler var. Rüzgârla, yağmur suyuyla taşınan tohumlar için taşlar, hem soğuktan hem de kavurucu sıcaktan koruyucu etki yapıyor, çimlenmeleri için süper bir ortamları var. Tabiat kendi işini hallediyor.
Diken toplarının, kayaların içinde sümbüller, lâleler, mağara ağızlarında ters lâleler, ismini bilmediğim nice güzellikler, su kenarlarında ve içlerinde nilüfere benzeyen bitkiler ve su tereleri (ıspatan) var. Ortam harika ötesi.
YeniGinecim, bizimkiler gibi gelip gidip açtı mı, yaprak çıkardı mı, e hadi neden açmadın, diyenleri yok  Stresli değiller, tertemiz havada, özgürce yaşıyorlar  onlar açmasın da kim açsın 
|
Evet doğru tespit. "Doğa" dengesini her şekilde buluyor...
Ama unutulmamalı ki doğada değişen koşullara ayak uyduramayan tarih sahnesinden silinir. Zor koşullarda varlığını sürdürecek enerjisi olan canlılar yaşar. Oradaki koşullar bizim evimizden-seramızdan çok daha zorlu ve toprakla (taşla) buluşan pek çok tohum yakınındakinin besini, korunağı olur. Misal, her bir "Lale" her sene onlarca (belki de yüzlerce) tohum savurur dağlara taşlara ama güçlü olanlar çimlenip yetişkin hali alır. Bu her sene bu şekilde süregeldiğinde pek tabii ki dağlar taşlar bir zaman sonra çeşitli bitkilerle dolar (dolmaz

). İşte bu şanslılar da bir "keçiye" bakar
